Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1809 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 5165 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : Ordu 2. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 19/12/2013NUMARASI : 2013/122-2013/602Davacılar H.. T.. ve diğeri vekili Avukat Akın tarafından, davalılar Y.. Ü.. ve diğerleri aleyhine 02/05/2013 gününde verilen dilekçe ile maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 19/12/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalılar tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, basın yoluyla kişilik haklarına saldırı nedeniyle uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Yerel mahkemece istemin bir bölümü kabul edilmiş; karar, davalılar tarafından temyiz edilmiştir.1- Davalı E.. E..'in temyiz itirazı yönünden;Davacı E.. T.., Gürgentepe İlçe Devlet Hastanesi'nin başhekimi olduğunu, davacı H.. T.., davacı E.. T..'ın eşi olup ebe hemşire olarak görev yaptığını, O. Gerçek Gazetesi'nde yayınlanan 08/04/2013 tarihli "B.", 15/04/2013 tarihli "G.", 22/04/2013 tarihli "H." manşetleriyle verilen haberlerde gerçeğe aykırı yayınlar yapıldığını, yayının içeriği ile kullanılan ifadelerin uyumlu olmadığını kişilik haklarının saldırıya uğradığını belirterek manevi tazminat isteminde bulunmuşlardır.Davalı E.. E.., O. Gerçek Gazetesi'nin sahibi olduğunu, yapılan haberlerin mail ve sözlü olarak kendilerine ulaşan ihbarlar üzerine yapıldığını, insan sağlığı ile ilgili konuların kamuoyu tarafından yakından takip edildiğini, haberde kamu yararının bulunduğunu, basının toplumu bilgilendirme hak ve yükümlülüğünün bulunduğunu, haberde hakaret oluşturacak ifadelerin bulunmadığını davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Mahkemece, yapılan haberlerin gerçekliğinin yeterince araştırılmadığı, başhekim ve eşi olan davacıların hayatlarının kamuya mal olmuş kişiler olduğunun kabul edilemeyeceği, yapılan haberlerde eleştiri sınırının aşıldığı kabul edilerek davacıların manevi tazminat istemlerinin kısmen kabulüne karar verilmiştir.Basın özgürlüğü, Anayasa'nın 28. maddesi ile 5187 sayılı Basın Yasası'nın 1. ve 3. maddelerinde düzenlenmiştir. Bu düzenlemelerde basının özgürce yayın yapmasının güvence altına alındığı görülmektedir. Basına sağlanan güvencenin amacı; toplumun sağlıklı, mutlu ve güvenlik içinde yaşayabilmesini gerçekleştirmektir.Bu durum da halkın dünyada ve özellikle içinde yaşadığı toplumda meydana gelen ve toplumu ilgilendiren konularda bilgi sahibi olması ile olanaklıdır. Basın, olayları izleme, araştırma, değerlendirme, yayma ve böylece kişileri bilgilendirme, öğretme, aydınlatma ve yönlendirmede yetkili ve aynı zamanda sorumludur. Basının bu nedenle ayrı bir konumu bulunmaktadır.Bunun içindir ki, bu tür davaların çözüme kavuşturulmasında ayrı ölçütlerin koşul olarak aranması, genel durumlardaki hukuka aykırılık teşkil eden eylemlerin değerlendirilmesinden farklı bir yöntemin izlenmesi gerekmektedir. Basın dışı bir olaydaki davranış biçiminin hukuka aykırılık oluşturduğunun kabul edildiği durumlarda, basın yoluyla yapılan bir yayındaki olay hukuka aykırılık oluşturmayabilir.Ne var ki basın özgürlüğü sınırsız olmayıp, yayınlarında Anayasanın Temel Hak ve Özgürlükler bölümü ile Türk Medeni Kanunu'nun 24 ve 25. maddesinde yer alan ve yine özel yasalarla güvence altına alınmış bulunan kişilik haklarına saldırıda bulunulmaması da yasal ve hukuki bir zorunluluktur.Basın özgürlüğü ile kişilik değerlerinin karşı karşıya geldiği durumlarda; hukuk düzeninin çatışan iki değeri aynı zamanda koruma altına alması düşünülemez. Bu iki değerden birinin diğerine üstün tutulması gerektiği, bunun sonucunda da, daha az üstün olan yararın daha çok üstün tutulması gereken yarar karşısında o olayda ve o an için korumasız kalmasının uygunluğu kabul edilecektir. Bunun için temel ölçüt kamu yararıdır. Gerek yazılı ve gerekse görsel basın bu işlevini yerine getirirken, özellikle yayının gerçek olmasını, kamu yararı bulunmasını, toplumsal ilginin varlığını, konunun güncelliğini gözetmeli, haberi verirken özle biçim arasındaki dengeyi de korumalıdır. Yine basın, objektif sınırlar içinde kalmak suretiyle yayın yapmalıdır. O anda ve görünürde var olup da sonradan gerçek olmadığı anlaşılan olayların yayınından da basın sorumlu tutulmamalıdır.Somut olayda; davaya konu haberlerin içeriği ile ilgili hastane çalışanları tarafından ilgili idareye yazılan şikayet dilekçelerinin bulunduğu, hastane yönetimi tarafından hastanenin iç işleyişinin aksaması nedeniyle tutulan tutanakların bulunduğu, hastane laboratuvarında test sonuçlarının yanlış yapıldığı yönünde belge bulunduğu, davacılardan Hicran'ın geçiçi olarak Ordu merkezde görevlendirildiği, haberlerin bu hali ile görünür gercekliğe uygun olduğu, kamuoyu ilgisinin de bulunduğu, öz ile biçim dengesinin aşılmadığı, haberin bu hali ile hukuka uygunluk unsurlarını taşıdığı anlaşılmakla istemin tümden reddine karar verilmesi gerekir iken, yanılgılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozulması gerekmiştir. 2- Davalılar Y.. Ü.., A.. A.., D.. K.., Gözde temyizine gelince:5187 sayılı Basın Yasası'nın 13. maddesi gereğince basılmış eserler yoluyla işlenen fiillerden doğan maddî ve manevî zararlardan dolayı süreli yayınlarda, eser sahibi ile yayın sahibi ve varsa temsilcisi müştereken ve müteselsilen sorumludurlar. Davalılar Y.. Ü.., A.. A.., D.. K.., Gözde eser sahibi, yayın sahibi ve yayın sahibi temsilcisi olmadıkları anlaşılmaktadır. 5187 sayılı Basın Yasası'nın 13. maddesi gereğince bu davalılara husumet yöneltilemeyeceği gözetilerek, haklarındaki davanın husumet yönünden reddedilmesi gerekirken hükmedilen tazminat ile sorumlu tutulmuş olmaları nedeniyle kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda (1) nolu bentte gösterilen nedenle davalı E.. E.. yararına, (2) nolu bentte gösterilen nedenle davalılar Y.. Ü.., A.. A.., D.. K.., Gözde yararına BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 19/02/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.