Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 17752 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 18074 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacı ... vekili Avukat ... .... tarafından, davalı ... aleyhine 11/11/2010 gününde verilen dilekçe ile rücuen tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 17/07/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi taraflar vekillerince süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacının tüm, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.2- a-Davalının diğer temyiz itirazlarına gelince; dava, rücuen tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.Davacı, davalının ... Devlet Hastanesi'nde ambulans şoförü olarak görev yaptığı sırada, tam kusurlu olarak trafik kazasına neden olduğunu, bu kazada ölen şahsın mirasçılarının açtığı idari dava sonucunda kurum aleyhine tazminata hükmedildiğini ve neticede icra dosyasına toplam 87.983,87 TL ödendiğini beyan ederek, ödenen bu miktarın olayda kusuru bulunan davalıdan tahsilini istemiştir.Davalı, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, isteme konu zarar miktarı üzerinden davalının çalışma şartlarının yoğunluğu nedeniyle BK’nun 43. ve 44. maddeleri uyarınca indirim yapılmak suretiyle belirlenen tutarın davalıdan tahsiline karar verilmiştir.Davacı, müteselsil sorumlu sıfatı ile üçüncü kişiye ödediği paranın haleflik esasınca rücuen tahsilini istediğine ve davalı önceki davada davaya dahil bulunmadığına göre iadenin kapsamı davacının mahkum olup ödediği para ile kendisi hakkında açılan davanın sonunda verilen hükmün kesinleşmesine kadar işleyecek faiz ve önceki davada hükmedilen avukatlık ücreti ve yargılama giderlerinden ibarettir. Kendi kusurlu davranışı ile işin icraya düşmesine yol açan davacı bu savsaması sonunda yapılmış olan icra giderlerini ve hükmün kesinleşmesinden sonra gelen sürenin faizini isteyemez. Çünkü sözü edilen giderlerle davalının eylemi arasında uygun sebep sonuç bağı yoktur. O halde mahkemece yapılacak iş, icra giderleri ile hükmün kesinleşmesinden sonra işlemiş olan faize ilişkin istek bölümünün hesaplanıp reddine karar vermekten ibarettir. Bu ilkelere aykırı düşüncelerle isteğin tümü esas alınarak hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırıdır. Karar, bu nedenle yerinde bulunmamış ve bozmayı gerektirmiştir.b-Dosya kapsamındaki mevcut deliller gözönünde bulundurulduğunda; mahkemece, davalının tam kusuru ile neden olduğu kaza sonucu oluşan zarar bakımından sorumluluğu yönünde karar verilmiş olması doğru ve yerinde görülmüştür. Ancak, davalı tarafından kullanılan ambulansa ait hasta nakillerine ilişkin görev çizelgesi incelendiğinde, davalının kazadan önceki gün saat 11.45'te ...'dan ...'a gittiği, 22.30'da ...'a döndüğü, aynı gün 23.45'te Kars'a gittiği, ertesi gün sabah 07.00'da döndüğü, bu kez aynı gün 13.00'da ...'a gittiği ve dönüş yolunda aracın bakımını yaptırdığı ve saat 18.45'te söz konusu kazanın meydana geldiği anlaşılmaktadır. Şu durumda, davalının görevi ile çalışma koşulları ve olayın tüm özellikleri birlikte değerlendirilerek doğan zarardan, Borçlar Yasası'nın 43 ve 44. maddeleri uyarınca hakkaniyete uygun oranda ve yeterli ölçüde bir indirim yapılmalıdır. Bu nedenle, zarar tutarından Borçlar Yasası'nın 43 ve 44. maddeleri uyarınca daha yüksek oranda indirim yapılmak üzere kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda (2/a-b) nolu bentte gösterilen nedenlerle davalı yararına BOZULMASINA; davacının tüm, davalının diğer temyiz itirazlarının (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle reddine ve temyiz eden davalıdan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 14/11/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.