Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 176 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 1528 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDDavacılar ... vdl. vekili Avukat ... tarafından, davalı ......... vd. aleyhine 09/06/2008 gününde verilen dilekçe ile trafik kazasına dayalı manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 22/11/2011 günlü kararın Yargıtay’ca duruşmalı olarak incelenmesi davalı ... vekili duruşmasız olarak da incelenmesi davacılar ve davalı şirket vekillerince süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne ve tebligat gideri verilmediğinden davalının duruşma isteminin reddine karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalılar ve davacı ...'ın tüm, davacılardan ... ve ...'ın aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.2-Davacılardan ... ve ...'ın diğer temyiz itirazlarına gelince; Dava, trafik kazasına dayalı haksız eylem nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacılar ve davalılar tarafından temyiz olunmuştur.Kural olarak bedensel zarar nedeniyle tazminat isteminde bulunma hakkı zarar görene aittir. (Mülga BK m.47, TBK m.56). Diğer yandan, kişisel hakları zarara uğrayanların da tazminat talep hakları vardır.(Mülga BK m.49, TBK m.58). Burada da, kural olarak; doğrudan doğruya zarar görme koşulu söz konusudur. Ancak, kişilik değerlerinin kapsam ve çerçevesi; hayatın olağan akışına, yerleşik değer yargılarına ve yaşam deneyi kurallarına dayalı olarak belirlenmelidir. Bir kimsenin beden ve ruh tamlığının ihlali sonucunda, onun yakınlarının da korunan varlıkları doğrudan zarara uğramış olabilir. Mülga BK m.49, TBK m.58 hükmü genel bir düzenleme olup; öngördüğü koşullar gerçekleştiğinde, ruhsal uyum ve dengesi sarsılanın, kişilik değerlerine saldırı nedeniyle manevi tazminat isteyebilmesi olanağı vardır. Ailenin, kişisel değerler arasında önemli ve üstün bir yeri vardır ve kişilik hakkı aile ilişkilerini de kapsar. Yargısal içtihatlar ile kabul edilen bu hususu yasa koyucu, 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı TBK'nun 56/2. maddesi ile; bedensel bütünlüğün saldırıya uğraması durumunda sadece saldırıya uğrayan kişi için değil, onun “yakınlarının” da bu saldırının ağır olması koşulu ile manevi zararlarının tazmin edilebilmesini kabul ederek yasal bir düzenlemeye kavuşturmuştur. Dosya kapsamından, davacılardan ...'ın kazaya bağlı sağ humerus kırığı nedeniyle hayati tehlike geçirmediği anlaşılmış ise de, şahsın ancak 45 günde iyileşebildiği, diş kaybı yaşadığı, yüzünde sabit eser niteliğinde yara izi kaldığı anlaşılmaktadır. Yaralanmanın belirlenen niteliği ve buna bağlı sonuçları ile aile ilişkisi göz önünde tutulduğunda; adı geçenin anne ve babası olan diğer davacıların da, olay nedeniyle kişilik değerlerinde eksilme duygusu yaşadığı tecrübe kuralları ile sabit olup; bu bakımdan, ayrıca bir kanıtlama yükümlülüğü altında bulunmadıkları benimsenmelidir. Yerel mahkemece açıklanan olgular gözetilerek, davacı anne ve baba yararına da uygun tutarlarda manevi tazminat takdir edilmesi gerekirken, tazminat miktarının tayininde etkili olabilecek hususlar nazara alınarak yerinde olmayan yazılı gerekçeyle, onların manevi tazminat istemlerinin tümden reddedilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda (2) sayılı bentte gösterilen nedenle davacılardan ... ve ... yararına BOZULMASINA; davalılar ve davacı ...'ın tüm, davacılardan ... ve ...'ın diğer temyiz itirazlarının ise (1) sayılı bentte açıklanan nedenlerle reddine ve temyiz eden davacılardan Abdurrahman ve ...'dan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 14/01/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.