Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 17454 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 65 - Esas Yıl 2013
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar .... Şti. vd. aleyhine 14/04/2009 gününde verilen dilekçe ile tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 18/10/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı ... ve ihbar olunan... A.Ş. vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.1-İhbar olunan.....Şirketi’nin temyiz itirazları yönünden;Dava, trafik kazasından kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Yerel mahkemece açılan davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı ... ve ihbar olunan ....Şirketi vekili tarafından temyiz edilmiştir.Davacı, davalı sürücünün kusuru ile meydana gelen trafik kazasında hayati tehlike geçirecek şekilde yaralandığını iddia ederek uğradığı zararın davalılardan tazminini talep etmiştir.Davalılar, meydana gelen kazada kusurları olmadığını beyanla açılan davanın reddini savunmuşlardır.Yerel mahkemece; .... Şirketi’nin de 01/02/2004 tarihinden itibaren başlamak üzere 36 ay süre ile aracı kiralayan şirket olduğu kabul edilerek davanın kısmen kabulüne ve tazminatla sorumluluğuna karar verilmiştir.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 53. (HUMK 39) ve devamı maddelerine göre, davada taraf olmayan bir kimsenin lehine veya aleyhine hüküm kurulması mümkün değildir. Sandoz İlaç Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi yargılamada taraf sıfatına sahip olmayıp ihbar olunan konumunda olduğundan tazminatla sorumlu tutulması usul ve yasaya uygun olmamış ve kararın bozulması gerekmiştir.2-Davalı ...’ın temyiz itirazları yönünden; dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.3-Davalı ...’ın diğer temyiz itirazlarına gelince;Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.Davaya konu olayda; olay tarihi, olayın oluş şekli ve gelişimi davacının yaralanmasının ağırlık derecesi ve yukarıdaki ilkeler gözönüne alındığında, hükmedilen manevi tazminat fazladır. Daha alt düzeyde manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (1) sayılı bentte gösterilen nedenlerle ihbar olunan.... Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi yararına, (3) sayılı bentte gösterilen nedenlerle davalı ... yararına BOZULMASINA, davalının diğer temyiz itirazlarının (2) sayılı bentte açıklanan nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 12/11/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.