Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 17417 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 15635 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... tarafından, davalı ... vd aleyhine 30/10/2007 gününde verilen dilekçe ile tapu iptal ve tescil istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın usulden reddine dair verilen 14/02/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, muvazaa hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir. Yerel mahkemece, davanın usulden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, aile konutunun boşanma aşamasında olduğu davalı eşi ... tarafından diğer davalıya muvazaalı olarak devredildiğini belirterek, tapu kaydının iptali ve ortak mülkiyet olarak tapuya tescili, ayrıca aile konutu şerhi işlenmesi isteminde bulunmuştur. Yerel mahkemece, aynı istemle ilgili olarak taraflar arasında görülmekte olan derdest dava bulunduğundan bahisle, davanın usulden reddine karar verilmiştir. Aile mahkemelerinin kuruluş, görev ve yargılama usullerine dair 4787 sayılı kanunun 4. maddesinde; “Aile mahkemeleri, aşağıdaki dava ve işleri görürler: 1- 22/11/2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun Üçüncü Kısım hariç olmak üzere İkinci Kitabı ile 03/12/2001 tarihli ve 4722 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanuna göre aile hukukundan doğan dava ve işler. 2- 20/05/1982 tarihli ve 2675 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanuna göre aile hukukuna ilişkin yabancı mahkeme kararlarının tanıma ve tenfizi. 3- Kanunlarla verilen diğer görevler.” şeklinde aile mahkemelerinin bakacağı işler açıkça belirlenmiştir.Dava tarihinde yürürlükte bulunan 1086 sayılı HUMK'nun 7. maddesi; davanın her aşamasında mahkemenin resen görevli olup olmadığına karar verebileceği hükmünü içermektedir. Yine yargılama devam ederken yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK'nun 114. maddesi; mahkemelerin görevinin dava şartı olduğu ve 115. maddede; dava şartlarının davanın her aşamasında incelenebileceği belirtilmiştir. Somut olayda; taraflar arasında Aile Mahkemesinde görülmekte olan boşanma davası esnasında, davacı tarafından, aile konutlarının muvazaalı olarak davalı eşi ... tarafından diğer davalıya devredildiği iddia edilmiş, tapu iptal ve tescil isteminde bulunulmuş, yargılama sonucu tarafların boşanmalarına, tapu iptal ve tescil isteminin ise tefrik edilerek yeni esasa kaydedilmesine karar verilmiştir. Aile Mahkemesi tarafından yeni esasa kaydedilen dosyada, genel görevli Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmiş, Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilen dosyada da derdestlik nedeni ile davanın usulden reddine karar verilmiştir. Halbuki, boşanma davası esnasında aile konutuna ilişkin ileri sürülen muvazaa hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkin davada, Aile Mahkemesi görevlidir. Şu halde; Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından Aile Mahkemesinin görevli olduğundan bahisle karşı görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yargılamaya devam edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir. Kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA; bozma nedenine göre davacının diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 11/11/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.