MAHKEMESİ : İzmir 8. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 26/12/2013NUMARASI : 2010/425-2013/640Davacı İ.. M.. vekili Avukat Ç..Ç.. tarafından, davalılar Y.. Y.. vdl aleyhine 06/09/2010 gününde verilen dilekçe ile kurum zararının tazmini istenmesi üzerine yapılan yargılama sonunda; Mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen 26/12/2013 günlü kararın Yargıtay’da duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili ile davalılar D.. P.. ve S.. K.. vekili, duruşmasız olarak incelenmesi de davalılar Y.. Y.., A.. Ü.. (Süren), Y.. E.., G.. O.., D.. O.. ve A.. O.. vekilleri tarafından süresi içinde istenilmekle, daha önceden belirlenen 16/12/2014 duruşma günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Avukat Ç.. Ç.. ile karşı taraftan davalılar Y.. Y.., A.. Ü.. (S..) ve vekilleri Avukat U.. K.. ile diğer davalı asiller S.. K.. ve D.. P.. geldiler. Diğer davalılar adına gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra taraflara duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyanın görüşülmesine geçildi. Tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü.1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacının tüm, davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.2-Davalıların diğer temyiz itirazlarına gelince:a)Dava, kurum zararının ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece istemin kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm; davacı ve davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.Davacı idare, muhasebe müdürlüğünde veznedar olarak görev yapan dava dışı kişilerin zimmetlerine para geçirmeleri nedeniyle mahkum olduklarını, aynı kişiler aleyhine zimmete geçirdikleri paranın tazmini için açılan davanın kabulüne karar verildiğini, zimmete geçirilen paranın bir kısmının zimmete geçiren veznedarlardan tahsil edildiğini, muhasebe müdürlüğünde görevli olan davalılar hakkında görevi ihmal suçundan ceza davası açıldığını, davalıların denetim görevini ihmal ederek zararın oluşmasında sorumlu olduklarını belirterek bakiye zararın davalılardan tazmini isteminde bulunmuştur. Davalılar ise, sorumlu olmadıklarını ileri sürerek istemin reddedilmesi gerektiğini savunmuşlardır.Mahkemece, davacı idarenin muhasebe müdürlüğünde denetim görevi olan davalıların zimmet olayında sorumluluklarının bulunmadığına yönelik savunmalarına itibar edilmemiş, 30/09/2012 tarihli mali müşavir bilirkişi ek raporuyla hesap edilen bakiye kurum zararından, davalıların zimmet olayından menfaat temin etmemeleri ve zimmet olayının asli faili olmamaları nedeniyle BK'nun 44. maddesi uyarınca %50 oranında indirim yapılarak her bir davalının sorumlu oldukları kısım yönünden müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.Dosya içeriğinden, davalıların İzmir 11.Asliye Ceza Mahkemesinin 2008/243 Esas, 2008/652 Karar sayılı kararı ile muhasebe müdürlüğünde görev yapan davalıların 1997 yılı ile 21/04/2003 tarihleri arasında yıl sonu çıkarılan kesin hesapta yer alan kasa durumuna ilişkin miktarların tespitini yapmayarak, bu sebeple tam denetim yapmadan kesin hesaptan kasa durumunu gösteren tespit tutanaklarını imzalayarak denetim görevlerini ihmal ettikleri ve veznedarların parayı zimmetlerine geçirmelerine neden oldukları gerekçesi ile cezalandırıldığı, temyiz aşamasında zamanaşımı nedeniyle kamu davasının düşürüldüğü anlaşılmıştır. Mahkemece, kararı temyiz eden davalıların sorumluluğu yönünde karar verilmiş olması doğru ve yerinde görülmüştür. Ancak, Borçlar Yasası'nın 43. maddesi kapsamında bir değerlendirme yapılması ve buna göre zararın kapsamının belirlenmesi gereklidir. Borçlar Yasası'nın 43. maddesi gereğince yargıç, hal ve mevkiin icabına ve hatanın ağırlığına göre tazminatın suretini ve şümulünün derecesini tayin eder. Bundaki amaç, her olayın özelliğine göre hakkaniyete uygun bir sonuca ulaşmaktır. Mahkemece, bilirkişi raporu ile belirlenen tazminattan %50 oranında indirim yapılmıştır. Ne var ki, davalıların çalışma ortamı, konumları, dava dışı veznedarlar tarafından gerçekleştirilen zimmetin nitelikli olması, davalıların eğitimleri gereği zimmeti tespit etmelerinin zorluğu, idarenin de denetim görevinde ihmalinin bulunması ve iki defa müfettiş incelemesinde zimmet olayının anlaşılamamış oluşu gözetildiğinde yapılan bu indirim oranı hak ve adalete uygun olmayıp azdır.Şu halde, yerel mahkemece BK'nun 43. maddesi uyarınca daha fazla oranda indirim yapılması gerekirken yazılı şekilde indirim oranının düşük tutulması doğru olmamış kararın bozulması gerekmiştir.b)Dava dışı veznedarların sebep oldukları zimmet nedeni ile davacı tarafından açılan davada İzmir 5. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2006/203 Esas, 200/362 Karar sayılı kararı ile zimmete geçirilen paranın tazminine karar verilmiş bulunmasına göre, konusu ve hukuki sebebi aynı olan eldeki davada hüküm altına alınan tazminat tutarının İzmir 5. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde hüküm altına alınan tazminatla tahsilde tekerrür olmamak üzere ödetilmesi gerekirken, bu hususun gözetilmemiş olması da usul ve yasaya uygun bulunmadığından kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda (2/a-b) sayılı bentte gösterilen nedenlerle, davalılar yararına BOZULMASINA, davacının tüm, davalıların öteki temyiz itirazlarının (1) sayılı bentte açıklanan nedenlerle reddine ve davalı Y.. Y.. ile A.. Ü.. (S...) yararına takdir olunan 1.100,00 TL duruşma avukatlık ücretinin davacıya yükletilmesine, temyiz eden davalılardan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 16/12/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.