Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 17282 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 5780 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : Adana 2. Asliye Ticaret MahkemesiTARİHİ : 24/12/2013NUMARASI : 2011/213-2013/470Davacı K. E. vekili Avukat T.İ. tarafından, davalı D. Gıda San. İşl. Tic. Ltd. Şti. aleyhine 27/04/2011 gününde verilen dilekçe ile maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine yapılan yargılama sonunda; Mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen 24/12/2013 günlü kararın Yargıtay’da duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle, daha önceden belirlenen 16/12/2014 duruşma günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Avukat T. İ. geldi, karşı taraftan davalı adına gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve hazır bulunanın sözlü açıklaması dinlendikten sonra tarafa duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyanın görüşülmesine geçildi. Tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü.1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.2- Diğer temyiz itirazlarına gelince; a-Dava, haksız haciz nedeni ile uğranılan maddi ve manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, istemin bir bölümü kabul edilmiş, karar davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, davalı tarafından başlatılan icra takibinde borçlu N. Ö.'e ait olduğu gerekçesi ile haciz edilip satılan narenciye bahçesinin ürününün kendisine ait olduğunu, Adana 5. İcra Mahkemesi'nde açtığı istihkak davasında bahçeyi V. M.'den kiralayıp ürünü yetiştirdiğini ispat ettiğini, davanın kabulüne karar verildiğini, satış bedelinin faizi ile birlikte kendisine ödenmesine karşın gerçek değerin çok altında olan satış bedeli nedeni ile maddi zarara uğradığı gibi, haksız haciz nedeni ile kişilik haklarının da zedelendiğini iddia ederek uğradığı maddi ve manevi zararın ödetilmesi isteminde bulunmuştur.Davalı, yetkili icra müdürlüğü kanalı ile haciz ve satış yapıldığını, ortada haksız bir fiil bulunmadığını, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.Mahkemece, davacının ıslah yolu ile arttırdığı maddi tazminat istemi konusunda, ıslaha karşı zamanaşımı definde bulunulması, ıslah tarihi itibari ile zamanaşımı süresinin de dolmuş olması nedeni ile ıslah edilen bölüm yönünden davanın reddine, dava dilekçesi ile talep edilen 10.000 TL maddi tazminatın ödetilmesine, koşulları oluşmadığından manevi tazminat isteminin de reddine karar verilmiştir.Dosya arasındaki bilgi ve belgelerden, davacının fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak maddi ve manevi tazminata hükmedilmesini istediği, yargılamanın devamı sırasında düzenlenen bilirkişi raporunda zararın talep edilenden daha fazla olduğunun belirlenmesi üzerine 25/09/2013 günlü ıslah dilekçesi ile dava dilekçesindeki talep sonucunu artırarak bilirkişi raporunda belirlenen miktara yükselttiği anlaşılmaktadır. Davacının ıslah dilekçesiyle ileri sürdüğü istem, yeni bir dava niteliğinde olmayıp dava dilekçesindeki istek sonucunun artırılması biçimindedir. Bu nedenle sadece dava dilekçesine karşı ileri sürülebilecek olan zamanaşımı defi ıslaha karşı ileri sürülemez. Islah, 01/10/2011 günü yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 176. ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup anılan Kanun'un 177/1 maddesinde ıslahın, tahkikatın sona ermesine kadar yapılabileceği açıkça düzenlenmiştir. Şu durumda, ıslaha karşı zamanaşımı definde bulunulamaz. Açıklanan yasal düzenleme karşısında; yerel mahkemece, ıslah ile artırılan bölümün zamanaşımı nedeniyle reddedilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.b-Davalı tarafından dava dışı N. Ö. aleyhinde başlatılan takip dosyasında, davacıya ait narenciye ürününe haciz konulup ürünün satıldığı, davacının açtığı istihkak davasında Adana 5. İcra Mahkemesi'nin 2008/70 Esas, 2008/723 Karar sayılı ilamı ile satılan ürünün davacıya ait olduğunun belirlendiği, kararın Yargıtay 17. Hukuk Dairesi'nin 30/09/2010 günlü kararı ile onandığı, böylelikle haczin haksızlığının kanıtlandığı anlaşılmıştır. Kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse manevi tazminat ödetilmesini isteyebilir. Yargıç, manevi tazminatın tutarını belirlerken, saldırı oluşturan eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır. Tutarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel durum ve koşulların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde nesnel (objektif) olarak göstermelidir. Çünkü yasanın takdir hakkı verdiği durumlarda yargıcın, hukuk ve adalete uygun (hak ve nasfetle) karar vereceği Medeni Yasa'nın 4. maddesinde belirtilmiştir. Takdir edilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir işlevi (fonksiyonu) olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek tutar, var olan durumda elde edilmek istenilen doyum (tatmin) duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. Somut olayda, tarafı olmadığı bir takip dosyası nedeni ile davacının bir yıl boyunca emek verip yetiştirdiği ürün haciz edilerek satılmış olup haksız hacze maruz kalması nedeni ile davacının kişilik haklarının saldırıya uğradığının kabulü ile uygun tutarda bir manevi tazminat ödetilmesi gerekirken istemin tümden reddi doğru olmamış, kararın bu yönüylede bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2/a-b) sayılı bentte gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, davacının öteki temyiz itirazlarının (1) sayılı bentte gösterilen nedenlerle reddine ve davacı yararına takdir olunan 1.100,00 TL duruşma avukatlık ücretinin davalıya yükletilmesine, davacıdan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 16/12/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.