Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 17249 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 16936 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 26/07/2010 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 03/04/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, haksız fiil nedeniyle kişilik haklarına saldırıdan kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece; istemin reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, davalının öz oğlu olduğunu, davalının malvarlığına önceden sahip olabilmek için akıl hastalığı, akıl zayıflığı iddialarında bulunarak vesayet altına alınmasını talep ettiğini, bu nedenle dört defa ... Adli Tıp Kurumuna gitmek zorunda kaldığını, bu süreçte manevi olarak sıkıntı çektiğini, davalının yine hakkında savurgan, müsrif, paspal, bakımsız şekilde gibi iddialarda bulunduğunu, ... 1 Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2008/1244 E, 2010/355 K. sayılı dosyasında vesayet altına alınacak bir durumun bulunmadığı yönünde ... Adli Tıp Kurumu'ndan rapor alındığını, vesayet altına alınmasına gerek bulunmadığından istemin reddine karar verildiğini, ancak bu sürecin kendisini yıprattığını, manevi olarak zarar gördüğünü ileri sürerek manevi tazminat isteminde bulunmuştur.Davalı ise, davacının evladı olduğunu, onun kötülüğünü düşünmesinin sözkonusu olmadığını, ancak davacının piyasaya yüklü miktarda borcu olan ....'nun etkisinde kaldığını, bu kişiye kapsamlı özel vekaletnameler ve açık senetler verdiğini, çok sayıda malvarlığının bulunduğunu, ancak bunların akibetinin belli olmadığını, davacının sefalet içinde yaşadığını, davacı vekilinin dahi vesayet dosyasında bu durumu kabul ettiğini, vesayet dosyasındaki tüm beyanlarının davacının mağduriyetini açıklamaya yönelik olduğunu, kişilik haklarına saldırı bulunmadığını, davanın reddini savunmuştur.Yerel mahkemece, davacının rapor alma sürecinde yaşadığı sıkıntıların davalından kaynaklanmadığı, yasal prosedürlerden kaynaklandığı, vesayet davasında davacının durumunu anlatan ifadelerin iddia ve savunma hakkı kapsamında değerlendirildiği gerekçesiyle manevi tazminatın şartları oluşmadığı kabul edilerek davanın reddine karar verilmiştir.Dosya kapsamından, davalının davacı hakkında akıl hastalığı, akıl zayıflığı ve malvarlığının kötü yönetimi iddialarında bulunarak kısıtlanmasını istediği ancak alınan ... Adli Tıp Kurumu raporu ve vesayet dosyası kapsamında yapılan yargılamadan bu hususların sabit olmadığının belirlendiği, davalının iddialarını ispatlayamadığı anlaşılmaktadır. Şu durumda davacı hakkındaki bu asılsız iddiaların davacının kişilik haklarına saldırı oluşturacağı kabul edilerek uygun bir miktar manevi tazminat takdir edilmek üzere karar bozulmalıdır.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 07/11/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.