MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacı ... .....vekili Avukat ..... tarafından, davalılar ... vd aleyhine 10/11/2010 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; asıl ve karşı davanın reddine dair verilen 03/05/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi taraf vekilleri tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir. 2- Tarafların diğer temyiz itirazlarına gelince;Asıl ve karşı dava, haksız fiil nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, asıl ve karşı davanın reddine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.Asıl davada davacı ..., davalılardan ...’in kendisiyle evliyken, diğer davalı ... ile evlilik dışı ilişki kurması, davalı ...’nin de ...’in evli olduğunu bilerek ...’in sadakatsizlik eylemine katılması nedeniyle manevi tazminat isteminde bulunmuştur.Mahkeme, manevi tazminata hükmedilmesini gerektirecek yeterli kanıt bulunmadığı gerekçesiyle asıl davanın reddine karar vermiştir.Davacı ... ile davalı ... arasında görülen boşanma davasında; kocanın evlilik dışı ilişkiye girmesinin, kadının kişilik haklarına saldırı teşkil ettiğinin kabulü ile davacı yararına 8.000 TL manevi tazminata hükmedilmiş, karar Yargıtay 2. Hukuk Dairesi tarafından onanmıştır. Boşanma dosyası kapsamı itibarı ile sadakatsizlik olgusu sabit olmuştur. Bu sebeple mahkemenin asıl davaya yönelik ret gerekçesi yerinde değildir.Boşanma davasında davacı ... lehine, eldeki tazminat davasına konu haksız eylem nedeniyle manevi tazminata hükmedilmiştir. Bu miktar, boşanma dosyasının taraf vekilleri arasında imzalanan protokol uyarınca, davalı ... tarafından davacı ...’e ödenmiştir. Davaya konu haksız eylem nedeniyle, haksız eylem faili olarak her iki davalı da meydana gelen manevi zarardan davacıya karşı müştereken ve müteselsilen sorumludur. Müteselsil sorumlulukta, borçlulardan biri tarafından yapılan ödeme, diğer borçluyu da borcundan kurtarır. Borcu sona erdiren ödeme, 18/10/2011 tarihinde, yani eldeki davanın açıldığı tarihten sonra yapıldığından, asıl dava konusuz kalmıştır. Mahkemece yanılgılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş olması doğru değildir. Açıklanan nedenle kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz edilen kararının yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle asıl dava yönünden BOZULMASINA, tarafların diğer temyiz itirazlarının (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle reddine ve temyiz eden taraflardan peşin alınan harcların istekleri halinde geri verilmesine 07/11/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.