MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacı ... vekilleri Avukat ... tarafından, davalılar ... vdl. aleyhine 09/12/2011 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 19/07/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi taraf vekilleri tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.Dava, basın yoluyla kişilik haklarına saldırıya dayalı manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.Davacı, davalı ... tarafından yazılan ve diğer davalı şirket tarafından yayınlanan “Belediye İhale Dalavereleri” adlı kitabın kapağına, davacının resminin basılmış olmasının, kişilik haklarına saldırı niteliği taşıdığını ileri sürerek manevi tazminata hükmedilmesini istemiştir.Mahkeme, fikir ve düşüncenin daha iyi ifade edilmesi ve eleştirilen konunun okuyucuya çarpıcı bir şekilde anlatılması için, davacının resminin basılmasının zorunlu olmadığı, özle biçim arasındaki dengenin korunmadığı ve basın özgürlüğü sınırlarının aşıldığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar vermiştir.Basın özgürlüğü, Anayasanın 28. maddesi ile 5187 sayılı Basın Yasasının 1. ve 3. maddelerinde düzenlenmiştir. Bu düzenlemelerde basının özgürce yayın yapmasının güvence altına alındığı görülmektedir. Basına sağlanan güvencenin amacı; toplumun sağlıklı, mutlu ve güvenlik içinde yaşayabilmesini gerçekleştirmektir. Bu durum da halkın dünyada ve özellikle içinde yaşadığı toplumda meydana gelen ve toplumu ilgilendiren konularda bilgi sahibi olması ile olanaklıdır. Basın, olayları izleme, araştırma, değerlendirme, yayma ve böylece kişileri bilgilendirme, öğretme, aydınlatma ve yönlendirmede yetkili ve aynı zamanda sorumludur. Basının bu nedenle ayrı bir konumu bulunmaktadır. Bunun içindir ki, bu tür davaların çözüme kavuşturulmasında ayrı ölçütlerin koşul olarak aranması, genel durumlardaki hukuka aykırılık teşkil eden eylemlerin değerlendirilmesinden farklı bir yöntemin izlenmesi gerekmektedir. Basın dışı bir olaydaki davranış biçiminin hukuka aykırılık oluşturduğunun kabul edildiği durumlarda, basın yoluyla yapılan bir yayındaki olay hukuka aykırılık oluşturmayabilir. Ne var ki basın özgürlüğü sınırsız olmayıp, yayınlarında Anayasanın Temel Hak ve Özgürlükler bölümü ile Türk Medeni Kanununun 24 ve 25. maddesinde yer alan ve yine özel yasalarla güvence altına alınmış bulunan kişilik haklarına saldırıda bulunulmaması da yasal ve hukuki bir zorunluluktur.Basın özgürlüğü ile kişilik değerlerinin karşı karşıya geldiği durumlarda; hukuk düzeninin çatışan iki değeri aynı zamanda koruma altına alması düşünülemez. Bu iki değerden birinin diğerine üstün tutulması gerektiği, bunun sonucunda da, daha az üstün olan yararın daha çok üstün tutulması gereken yarar karşısında o olayda ve o an için korumasız kalmasının uygunluğu kabul edilecektir. Bunun için temel ölçüt kamu yararıdır. Gerek yazılı ve gerekse görsel basın bu işlevini yerine getirirken, özellikle yayının gerçek olmasını, kamu yararı bulunmasını, toplumsal ilginin varlığını, konunun güncelliğini gözetmeli, haberi verirken özle biçim arasındaki dengeyi de korumalıdır. Yine basın, objektif sınırlar içinde kalmak suretiyle yayın yapmalıdır. O anda ve görünürde var olup da sonradan gerçek olmadığı anlaşılan olayların yayınından da basın sorumlu tutulmamalıdır.Davaya konu kitabın arka yüzünde yer alan kitap özetinden de anlaşılacağı üzere; kitap, araştırmaya yönelik bir çalışma olup, kitapta; bir kısım Büyükşehir Belediye Başkanlıkları ile küçük belediyelere örnek olarak seçilen....Belediyesi tarafından yapılan ihaleler değerlendirilmiştir. Kitaba konu edilen belediyelerin, Belediye Başkanları’nın fotoğrafları da, kitap kapağının ön yüzünde gösterilmiştir. Davacı da, kitapta ihaleleri değerlendirilen ....Büyükşehir Belediyesi’nin Belediye Başkanıdır. Kitabın içeriği ile kitabın ön yüzündeki fotoğraf uyumludur. Kitabın isminin çarpıcı olması da olağandır. Kitap içerik itibari ile de araştırmaya yönelik ve eleştiri mahiyetindedir. Bu sebeple kişilik haklarına saldırı bulunmadığından, manevi tazminat isteme koşulları oluşmamıştır. Mahkemece bu husus gözetilerek istemin tümden reddedilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçeyle davalıların sorumlu tutulmuş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına ve temyiz eden davalılardan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 07/11/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.