Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 17217 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 18812 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı .....ve .....'a vesayeten kendi adına asaleten ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... vdl aleyhine 09/05/2011 gününde verilen dilekçe ile maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; ... yönünden mahkemenin görevsizliğine, diğer davalılar yönünden davanın zamanaşımı nedeniyle reddine dair verilen 19/04/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere göre davacıların, davalı ...’na yönelik temyiz itirazları reddedilmelidir. 2-Davacıların, davalı ..., ... ve ...’a yönelik temyiz itirazlarına gelince;Dava, hatalı tedavi sonucu ölüm nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davalı ... hakkındaki davanın idari nitelikte bulunması nedeniyle dava dilekçesinin reddine, diğer davalılar yönünden davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar tarafından temyiz edilmiştir.Kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken veya görevlerini yaparken kişilere zarar vermesi, ilgili kamu kurumunun hizmet kusurunu oluşturur. Bu durumda sorumlu, kamu görevlisinin emrinde çalışmakta olduğu kamu kurumu olup dava o kurum aleyhine açılmalıdır.( TC Anayasası 40/III, 129/V, 657 Sy. K.13, HGK 2011/4-592 E., 2012/25 K.) Bu konuda yasal düzenlemeler, emredici hükümler içermektedir. Diğer yandan Sorumluluk Hukukunun temel ilkeleri açısından bakıldığında da; bu şekilde düzenlemenin mevzuatta yer almış olması zarar görenin zararının karşılanması yönünde önemli bir teminattır.Davaya konu edilen olayda; davalılar ... ile ...’ın, SSK .... Hastanesinde kadın doğum uzmanı olarak, davalı ...’un ise aynı hastanede hemşire olarak görev yaptıkları, davalıların görevleri sırasında ve görevlerinden dolayı davacıları zarara uğrattıkları ileri sürülmektedir. Anayasa’nın 129/5. maddesi ile 657 sayılı Devlet Memurları Yasası’nın 13/1. Maddesi gereğince; kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken kusurlu eylemleri nedeniyle oluşan zararlardan doğan tazminat davaları, kendilerine rücu edilmek kaydıyla ve yasada gösterilen koşullara uygun olarak, idare aleyhine açılabileceğine göre; adı geçen davalılara husumet tevcih edilmesi doğru değildir. Mahkemece açıklanan yasal düzenlemeler gözetilerek, bu davalılar hakkındaki davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçe ile işin esasına girilerek davanın zamanaşımından reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda (2) sayılı bentte gösterilen nedenlerle davalılar ..., ... ve ... yönünden BOZULMASINA, davacıların davalı ...’na yönelik temyiz itirazlarının (1) sayılı bentte gösterilen nedenlerle reddine, bozma nedenine göre davacıların davalılar ..., ... ve ...’a yönelik diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 07/11/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.