Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 17082 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 2229 - Esas Yıl 2014
MAHKEMESİ : Ankara 13. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 01/10/2013NUMARASI : 2012/624-2013/550Davacı H.. D.. tarafından, davalı C.. A.. aleyhine 19/10/2012 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 01/10/2013 günlü kararın Yargıtay’ca duruşmalı olarak incelenmesi davalı, duruşmasız olarak incelenmesi de davacı tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne ve miktar itibariyle duruşma isteminin reddine karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.Dava kişilik haklarına saldırı iddiasına dayalı manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.Davacı, avukat olduğunu ve Ankara 5. İş Mahkemesi'nde görülen bir davada davacı vekili olarak görev yaptığını, davalının da aynı davada davalı vekili olduğunu, bir tanığın dinlenmesi konusunda yaptığı açıklamalar üzerine davalının duruşmada kendisine hitaben ''Sen yalan söylüyorsun'' dediğini, bu sözlerin hakim tarafından tutanağa geçirildiğini, davalının bu sözleri nedeniyle kişilik haklarının zarar gördiğünü belirterek manevi tazminat isteminde bulunmuştur.Davalı, bu sözü söylerken amacının davacının kişilik haklarına saldırıda bulunmak olmadığını, davacının ileri sürdüğü iddiaların gerçeği yansıtmadığını belirtmek için söz konusu ifadeleri kullandığını, sözlerinin savunma hakkı sınırları içerisinde kaldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davalı tarafından kullanılan ifadenin davacının kişilik haklarına saldırı oluşturduğu gerekçesiyle istem kısmen kabul edilmiştir.Davacı ile davalı avukat olarak görev yapmakta olup, Ankara 5. İş Mahkemesi'nde görülen bir davada taraf vekili olarak görev yapmışlardır. Söz konusu davada, davacı tarafın dinletmek isteği bir tanığı bazı gerekçelerle dinletmekten vazgeçmek istemesi üzerine o dosyada davacı vekili olarak görev yapan davacı, tanığı dinletmekten vazgeçme nedenlerini açıklamıştır. Davalı vekili olarak duruşmada bulunan davalı ise; ''Sen yalan söylüyorsun'' şeklinde beyanda bulunmuş ve sözler tutanağa geçirilmiştir. Davalı tarafından kullanılan bu sözler kaba bir ifade olarak değerlendirilebilecek nitelikte olsa da; tarafların avukat olması ve olayın gelişim tarzı karşısında bu ifadelerin savunma hakkı sınırları içerisinde kaldığı, dolayısıyla davacının kişilik hakları yönelik bir saldırı bulunmadığı sonucuna ulaşmak gerekir. Mahkemece, açıklanan olgular gözetilerek davanın tümden reddi gerekirken kısmen kabulü doğru görülmemiş ve bu yün bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA; bozma nedenine göre davacının tüm, davalının diğer temiyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve davalıdan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 11/12/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.