Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 16952 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 18566 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Sulh Hukuk MahkemesiDavacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 14/09/2011 gününde verilen dilekçe ile tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; açılan davanın reddine dair verilen 02/07/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir. Yerel mahkemece, açılan davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Davacı, 10/07/2009-23/12/2009 tarihleri arasında ... Noterliğini vekaleten yürüten davalı hakkında prim tutarlarının fazla yatırıldığını, giderlerin olduğundan fazla gösterildiğini bu nedenle birliğe aktarılması gereken gayri safi gelirin eksik gönderildiğini ve birliğin zarara uğratıldığını, davalının belirlenen borç tutarını yazılı talebe rağmen ödemediğini, hakkında icra takibi başlatıldığını, ... İcra Müdürlüğü'nün 2011/130 Esas sayılı takip dosyasında davalının itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek itirazın iptali ile takibin devamına ve davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.Davalı, Noterlik Kanunu gereğince ödemesi gereken her türlü ödenceyi ödediğini, Sosyal Güveniik Kurumu prim ödemesinden de Türkiye Noterler Birliği'nin sorumlu olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, dosyada mevcut bilirkişi raporu esas alınarak açılan davanın reddine karar verilmiştir. Dosya kapsamından; davaya konu alacağın mevcudiyeti ve miktar yönünden tespiti için dosyanın serbest muhasebeci bilirkişiye tevdi edildiği anlaşılmaktadır. Bilirkişi 05/07/2012 tarihli raporunda; noter vekilliği konusunda kanuni boşluk olduğu, işveren tanımının burada netleşmediği, noter vekilliği durumunda işveren noter vekili olamayacağından işverenin noterler birliği olduğu ve davalının talep edilen alacaktan sorumlu olmadığı yönünde mütalaada bulunmuştur. Mahkeme eksik kalan kesintilerin hesaplanması yönünden dosyayı tekrar bilirkişiye tevdi etmiş bilirkişi 01/06/2012 tarihli ek raporunda dosyadaki belgelerden nicelik olarak sağlıklı veri elde edilemediğinden hesaplama yapılamadığını belirtmiş, istenen kayıt ve dekont suretleri dosya içerisine alınarak dosya yeniden aynı bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi bu defa 02/07/2012 tarihli ek raporunda, tespiti istenen hususlardaki görüşünün daha önceki raporlardan ibaret olduğunu beyan etmekle yetinmiştir. Mahkemece, bu bilirkişi raporları hükme esas alınarak davanın reddine karar verilmiştir. Bu durumda, noterlik mevzuatını ve uygulamasını iyi bilen uzman bilirkişiden, ayrıntılı, açık, hüküm kurmaya elverişli, kanaat bildirir rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile davanın reddine dair hüküm kurulması usul ve yasaya uygun bulunmamış ve kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ :Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 05/11/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.