Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 16822 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 15886 - Esas Yıl 2012
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... vdl. aleyhine 26/12/2011 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 29/06/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili ve davalılardan ... ile ..... Şti. vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.Dava, yayın yolu ile kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalılardan ... ile .... Ltd. Şti. tarafından temyiz olunmuştur.Dava konusu yazıların da yer aldığı: "....." isimli kitapta, davacı ile ilgili olarak: "... ....evlerine Kur'an da işaret edildiğini, bu evlere....'ın izin verdiğini ve zamanın kutlusu dediği ....nin bu evlerin harcını attığını söylerken Kur'an'ı da istismar etmiştir. Allah'ı da emellerine alet etmek istemiştir. Bu bir sapıklıktır......bu sinsi faaliyetlerinin önündeki tek engel olarak ....i'ni görmüştür...İleride kuracağı şeriat devletini desteklemek üzere birçok ülkede ileride yönetime geçecek gençleri yetiştirmektedir..." ifadelerine yer verilmiştir.Dava dilekçesinde, bu ifadelerin gerçek olmadığı ve davacının kişilik haklarına saldırı niteliğinde bulunduğu ileri sürülerek manevi tazminat isteminde bulunulmuştur.Cevap dilekçesinde, davacı hakkında yürütülen soruşturma ve açılan dava ile sonucu hakkında bilgiler verildiği ve kişilik haklarına saldırıda bulunulmadığı savunulmuştur.Mahkemece, davalılardan ... hakkındaki davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş; diğer davalılar yönünden ise hukuka aykırılık kabul edilerek kısmen kabul yönünde hüküm kurulmuştur. Dosya kapsamından, davalılardan ...'in Cumhuriyet Savcısı sıfatı ile davacı hakkında soruşturma yaparak iddianame düzenlediği; yazdığı kitapta da, yargısal süreci anlattığı ve bununla ilgili olarak kişisel görüşlerine yer verdiği anlaşılmaktadır. Davacı hakkındaki iddianameyi de kapsayan yargısal süreç göz önünde tutulduğunda; dava konusu edilen sözlerin, davacı hakkında yürütülen soruşturma ile bağlantılı olduğu ve kişisel değer yargısı niteliğinde bulunduğu anlaşılmaktadır. Şu durumda, hukuka aykırılıktan söz edilemez. Mahkemece, davanın reddi gerekir. Karar, açıklanan nedenlerle yerinde görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda gösterilen nedenlerle davalılardan ... ile ..... Şti. yararına BOZULMASINA; bozma nedenine göre davacının temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına ve temyiz eden davalılardan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 04/11/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.