Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 16818 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 9209 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : Ankara 3. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 24/10/2013NUMARASI : 2011/31-2013/604Davacı S. G. T. vekili Avukat S. U. A. tarafından, davalı Z.. Ç.. aleyhine 12/02/2010 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine yapılan yargılama sonunda; Mahkemece davanın reddine dair verilen 24/10/2013 günlü kararın Yargıtay’da duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle, daha önceden belirlenen 01/04/2014 duruşma günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Avukat S. U. A. ile karşı taraftan davalı vekili Avukat H. T. Ç. geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra taraflara duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyanın görüşülmesine geçildi. Tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü.Dava, kişilik haklarına saldırı nedeni ile manevi tazminat ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, istem reddedilmiş; karar davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, davalının kendisi ile evli olduğunu bildiği halde eşi ile ilişkiye girmesi eyleminin kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğunu iddia ederek uğradığı manevi zararın ödetilmesi isteminde bulunmuştur.Davalı, davacının iddialarını kabul etmediğini, eşine yönelik açtığı boşanma davasında da aynı iddialarını tekrar ettiğini ancak ispatlanamayan davanın reddine karar verildiğini, davacının eşini yalnız teyzesinin kızına gayrimenkul satması nedeni ile tanıdığını, dedektif tutup eşini takip ettiren ve kendisinin fotoğraflarını çektiren davacı hakkında şikayetçi olduğunu, davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, davacı tarafından açılan boşanma davasının eşin davalı ile birlikte olduğu iddiası ispat edilemediğinden reddedilmiş olması nedeni ile kuvvetli delil mahiyetindeki karara ve davacının eşinin güven sarsıcı davranışlarının ancak onun sadakat borcunun karşılığı olabileceği nedeni ile davanın reddine karar verilmiştir.Dosya arasındaki bilgi ve belgelerden, davacının eşine yönelik açtığı zina nedenine dayalı boşanma davası ispat edilemediğinden reddedilmiş ise de eşin davacıya yönelik açtığı ayrı yaşama nedenine dayalı boşanma davasında davacının başka bir kadın ile ilişkisi olması nedeni ile tam kusurlu bulunarak boşanma ile birlikte maddi ve manevi tazminat ve nafakaya hükmedildiği, kararın 2. Hukuk Dairesi tarafından onanarak kesinleştiği anlaşılmıştır.Davalı ile davacının boşandığı eşinin birlikte yurt dışına gittikleri, bir apartman dairesinin balkonunda birlikte çekilmiş fotoğraflarının bulunduğu, aile mahkemesi hakimince bu durumun eşin bir başka bayanla birlikte yaşaması olarak kabul edildiği anlaşılmaktadır.Şu durumda davalının, davacının eşi ile evli olduğunu bilerek ilişkiye girdiği, eşinin davacıya karşı sadakat yükümlülüğü bulunduğu, davalının da eşin eylemine bilerek iştirak ederek davacının zarar görmesine neden oldukları anlaşıldığına göre davacı yararına uygun tutarda bir manevi tazminat ödetilmesi yerine istemin tümden reddi doğru olmamış kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA ve davacı yararına takdir olunan 1.100,00 TL duruşma avukatlık ücretinin davalıya yükletilmesine, peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 09/12/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.