MAHKEMESİ : Beyşehir Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 04/06/2014NUMARASI : 2013/114-2014/359Davacılar Z.. Ö.. vdl vekili Avukat Ö. K. tarafından, davalı H.. Ç.. aleyhine 15/03/2015 gününde verilen dilekçe ile cismani zarar nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 04/06/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.Dava, haksız fiil nedeni ile manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar tarafından temyiz edilmiştir.Davacılar, davalının kürek ile kendilerine vurması sonucunda yaralanmalarına neden olduğunu,bu eylem nedeni ile davalının Beyşehir Sulh Ceza Mahkemesi 2010/646 Esas 2011/814 Karar sayılı dosyasında yargılandığını ve mahkumiyetine karar verildiğini, dosyanın kesinleştiğini belirterek manevi zararlarının tazminini istemişlerdir.Davalı, meydana gelen olaya davacıların sebep olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, dinlenen tanık anlatımlarından yaşanan olay nedeni ile davacıların manevi olarak zarar gördüklerine dair mahkemede olumlu kanaat oluşmadığı ve müteveffa davacı A.. Ö..'in hastalığının bu olay nedeni ile olumsuz etkilendiğinin davacılar tarafından ispatlanamaması nedeni ile davanın reddine karar verilmiştir.Dosya kapsamından; dava konusu yaralama eylemi nedeniyle davalının ceza mahkemesince yargılandığı, mahkumiyetine karar verildiği ve kararın kesinleştiği anlaşılmaktadır. Kural olarak, ceza mahkemesinin beraat ve kusur oranına ilişkin saptaması hukuk mahkemesini bağlayıcı değildir. Ancak, mahkumiyet halinde, hukuka aykırılığın varlığı noktasında ceza mahkemesi kararı, hukuk mahkemesi açısından bağlayıcıdır. (TBK'nun 74 m – BK'nun.53 m). Çünkü, suçun öğelerinden biri de hukuka aykırılıktır. Artık, hukuk yargılaması sırasında, haksız eylemin hukuka aykırılık öğesinin varlığı tartışılamaz. Bu nedenle somut olayda mahkemenin, bu ilkeyi dışlar bir biçimde davanın reddine karar vermiş bulunması doğru görülmemiştir. Şu durumda, davacı yararına uygun bir tazminata hükmedilmesi gerekirken istemin reddine karar verilmesi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 08/12/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.