Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 16729 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 13093 - Esas Yıl 2014
MAHKEMESİ : Kahramanmaraş 3. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 08/05/2014NUMARASI : 2013/159-2014/226Davacı H.. S.. vekili Avukat C. Ö. tarafından, davalı S.. K.. aleyhine 12/03/2013 gününde verilen dilekçe ile maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın zamanaşımı nedeniyle reddine dair verilen 08/05/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.Dava, haksız eylem nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararların ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, zamanaşımı nedeniyle istemin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.Davacı, gayri resmi birlikte yaşadığı davalıdan 2007 yılında ayrıldığını, bu tarihe kadar sürekli davalının şiddet ve hakaret içerikli davranışlarına maruz kaldığını, ayrıldıktan sonra maddi yardım da görmediğini belirterek, uğradığı zararların giderilmesi isteminde bulunmuştur.Davalı, süresi içinde zamanaşımı defi'nde bulunarak davanın reddi gerektiğini savunmuştur.Mahkemece, ayrılık tarihi ile davanın açıldığı gün arasında iki yıldan fazla sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir. 818 sayılı Borçlar Yasası'nın 60/2. maddesi (6098 sayılı TBK m.72) gereğince zarara yol açan eylemin, aynı zamanda suç sayılan bir eylemden doğmuş olması durumunda olayda uygulanacak zamanaşımı süresi, o suçun bağlı olduğu ceza zamanaşımı süresidir. Dava konusu olay, olay gününde yürürlükte bulunan 5237 sayılı Türk Ceza Yasası'nda tanımlanan hakaret, yaralama ve cinsel saldırı suçları niteliğinde olup uygulanacak ceza zamanaşımı süresi, aynı Yasası'nın 66. maddesi uyarınca en az 8 yıldır.Diğer yandan, zararı doğuran eylem devam ediyorsa, bu gelişme sona ermedikçe zamanaşımı işlemez. Davalı süreklilik arzeden dava konusu eylemlerini 2007 yılına kadar devam ettirdiğinden zamanaşımı süresinin bu tarihte başladığının kabulü gerekir. Eldeki dava da 12/03/2013 günü açıldığına göre ceza zamanaşımı süresi geçmeden eldeki davanın açıldığı kabul edilmelidir.Şu halde, açıklanan yönler gözetilerek, davalının zamanaşımı savunmasının reddiyle işin esası incelenip varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçeyle, yazılı biçimde karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 08/12/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.