Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 16665 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 19050 - Esas Yıl 2012
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk MahkemesiDavacılar ... vd vekili Avukat ... tarafından, davalı ... vdl aleyhine 30/09/2011 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 17/10/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalılar tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.2-Davalıların diğer temyiz itirazlarına gelince; Dava, davalılar tarafından gerçekleştirilen haksız fiil nedenine dayalı manevi tazminat davasıdır. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılar tarafından temyiz edilmiştir. Davacılar, kendilerini döverek yaralayan davalılardan manevi tazminat istemişlerdir. Davalılar, babaları olan davacı ...'in kendilerini terk ederek başka bir kadınla birlikte yaşadığını, esas mağdurun kendileri olduğunu belirtip, açılan davayı kabul etmediklerini söyleyerek, davanın reddini talep etmişlerdir. Davalıların, davacılara yönelik yaralama eylemleri nedeniyle ... Sulh Ceza Mahkemesi'nde yargılandıkları, davalılar ... ve ... hakkında davacı Mesut Aybey'e yönelik yaralama eylemleri nedeniyle; davalı ... hakkında ise her iki davacıya yönelik yaralama eylemleri nedeniyle ayrı ayrı mahkumiyet hükmü kurularak, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.Yerel mahkemece, davalılar hakkında mahkumiyet kararı olması da esas alınarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; davalılar kararı temyiz etmişlerdir.Borçlar Yasası'nın 47. maddesi gereğince yargıcın, özel durumları göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Takdir edilecek bu tutar, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir işlevi (fonksiyonu) olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek tutar, var olan durumda elde edilmek istenilen doyum (tatmin) duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22/06/1966 gün ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı'nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel durum ve koşullar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden yargıç, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde nesnel (objektif) ölçülere göre uygun (isabetli) bir biçimde göstermelidir.Somut olayda; olay tarihi, olayın oluş şekli, davacıların yaralanma derecesi dikkate alınarak, yukarıdaki ilkeler nazara alındığında, hükmedilen manevi tazminat miktarı fazladır. Şu durumda yerel mahkemece davalılar yararına daha alt düzeyde manevi tazminata karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, diğer temyiz itirazlarının (1) numaralı bentte gösterilen nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 30/10/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.