MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... vdl. tarafından, davalı ... aleyhine 30/09/2011 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 09/10/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava haksız fiil nedeniyle uğranılan manevi zararın tazmini istemine ilişkindir. Mahkemece dava kısmen kabul edilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.Davacı, konut dokunulmazlığını ihlal edip, kendisini tehdit eden davalıdan manevi tazminat istemiştir. Davalı, haksız ve yersiz açılan davanın reddini talep etmiştir.Denizli 8. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından, davalının, davacıya yönelik konut dokunulmazlığını ihlal eylemi nedeniyle 10 ay hapis cezasıyla; tehdit eylemi nedeniyle 1 yıl 8 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.Yerel mahkemece, davalı hakkında mahkumiyet kararı olması da esas alınarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, davacı kararı temyiz etmiştir.Kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse manevi tazminat ödetilmesini isteyebilir. Yargıç, manevi tazminatın tutarını belirlerken, saldırı oluşturan eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır. Tutarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel durum ve koşulların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde nesnel (objektif) olarak göstermelidir. Çünkü yasanın takdir hakkı verdiği durumlarda yargıcın, hukuk ve adalete uygun karar vereceği Medeni Yasa'nın 4. maddesinde belirtilmiştir. Takdir edilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir işlevi (fonksiyonu) olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek tutar, var olan durumda elde edilmek istenilen doyum (tatmin) duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. Davaya konu olan olayın oluş şekline, olay tarihine ve yukarıdaki ilkelere göre hüküm altına alınan manevi tazminat miktarı azdır. Şu durumda davacı yararına daha üst düzeyde manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 30/10/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.