Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 16574 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 17724 - Esas Yıl 2012
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 21/12/2011 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 14/06/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.Dava, basın yolu ile kişilik haklarına saldırı sebebi ile manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, istem reddedilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili, davalının 11/10/2011 tarihinde ... parti grup toplantısında yaptığı konuşmada davacının kişilik haklarına saldırıda bulunduğunu belirterek, davalının manevi tazminatla sorumlu tutulmasını istemiştir.Davalı vekili ise, siyasi bir kimliğe sahip olan davalının toplumu ilgilendiren tüm olaylarda açıklama yapma görev ve yetkisinin bulunduğunu, davaya konu olan konuşmanın da siyasi faaliyet çerçevesinde ve siyasi kimliğin olanak tanıdığı eleştiri sınırları içerisinde yapıldığını, davacının kişilik haklarına saldırıda bulunulmadığını belirterek davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur.Yerel mahkemece; davaya konu konuşmanın ... çalışmaları kapsamında olan parti grup toplantısı sırasında yapıldığı, anamuhalefet partisi başkanı olan davalının kamuoyunu ve kendi parti grubunu, gündemde olan siyasi konular hakkında bilgilendirme görev ve yetkisinin bulunduğu, konuşmanın genelinin TBMM tarafından yapılan bir meclis araştırmasına ilişkin izahatlar içeren konuşma niteliğinde olduğu, davalı tarafından sarfedilen sözlerin yasama dokunulmazlığı kapsamında bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Anayasanın 83. maddesine göre ... üyeleri meclis çalışmalarındaki oy ve sözlerinden, mecliste ileri sürdükleri düşüncelerden ve bunları meclis dışında tekrarlamak ve açığa vurmaktan sorumlu tutulamazlar iseler de, bu sorumsuzluk mutlak bir şekilde sınırsız değildir. Anayasanın bu ilkesinin kötüye kullanılıp kullanılmadığı değerlendirilirken özellikle (kamu yararı-kişisel yarar) dengesinin iyi kurulması gerekmektedir. Bir milletvekili sırf kişisel kinini tatmin için bir kimseye, başkasının kişilik değerlerine saldırı teşkil edecek konuşma yapmışsa bu kişinin milletvekili dokunulmazlığından yararlandırılması dokunulmazlık kurumunun amacı ile bağdaşmaz.Anayasanın 83. maddesinde yer alan düzenlemenin amacı, milletvekilinin yasamaya ilişkin olan yetkisini daha özgürce kullanmasını ve bu doğrultudaki çalışmalarını güvence altına almaktır. Madde ile güvence altına alınan ve dokunulmazlığı sağlanan, salt yasama faaliyeti ile sınırlı olan eylemlerdir. Bu faaliyetin sının dışına çıkılması durumunda, dokunulmazlığın korunmasına yönelik amaç ortadan kalkar.Yerel mahkemece açıklanan yönler gözetilerek, milletvekili ve aynı zamanda anamuhalefet partisi genel başkanı olan davalının 11/10/2011 tarihinde ... parti grup toplantısında yaptığı konuşmanın davacının kişiliğini hedef alıp almadığı, onur ve saygınlığına saldırı oluşturan hakaret niteliğinde olup olmadığının değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçeyle, yazılı biçimde karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenle BOZULMASINA; bozma nedenine göre diğer yönlerin şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 30/10/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.