Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 16562 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 18129 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 01/06/2009 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 10/10/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, kişilik haklarının ihlaline dayalı manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.Davacı, davalı ile ...’da 20 yıl birlikte çalışıp, arkadaş olduklarını, olay tarihinde kooperatifin olağan genel kurul toplantısında davalının söz isteyerek kürsüye geldiğini ve kendisi ile ilgili konuşmaya başladığını, bunun üzerine şahsi konuşmaması gerektiğini kendisinin divan başkanlığına ilettiğini, davalının “Ben ...’ın adını kullanmadan konuşma yapamayacağım” diyerek kürsüden indiğini ve biraz oturduktan sonra salonun ortasına fırlayarak eşi, kızı ve orada bulunanların önünde “... bana ...’ye telefon açarak rüyalarımda seni karım gibi görüyorum” dediğini, belirterek manevi tazminata hükmedilmesini istemiştir. Davalı, komşu ve arkadaşı olan davacıya daha önce vekaletname verdiğini, daha sonra azledildiğini, bunun üzerine aralarında husumet oluştuğunu, genel kurul toplantısında müvekkilinin davacı tarafından taciz ve hakarete uğradığını açıklamaya çalışmasına rağmen konuşturulmadığını, bu sırada davacının müvekkiline karşı “Bu kadın psikopat” diyerek üzerine yürüdüğünü ve “Seni yaşatmayacağım” gibi sözler söylediğini, asıl müvekkilinin şahsi haklarının saldırıya uğradığını belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, "...uzun yıllar arkadaş olduğu anlaşılan davacı ile davalının kooperatif genel kurulu sırasında davalının davacıyı daha önceki vekaletten azletmiş olması nedenine dayalı olarak tartıştıkları, davalının davacıdan özür dilemek istediğini ifade ettiği, davacının ise davalıyı konuşturmak istemediği, bu sırada davalı tarafından davacıya karşı kendisini rüyasında gördüğü şeklinde sözler sarf edilmiş ise de, bunu davacıyı küçük düşürmek ve hakaret etmek kastıyla yapılmadığı, böylelikle haksız fiilin şartlarının gerçekleşmediği..." şeklindeki gerekçe ile davanın reddine karar verilmiştir. Dosya kapsamından, taraflar arasında husumet bulunduğu, davalının genel kurul toplantısında davacı hakkında konuşmak isteğini sürdürmesi üzerine uyarılarak kürsüden indiği, daha sonra tartıştıkları ve bu sırada davalının davacıya yönelik “... bana ...'deyken telefon açarak rüyalarımda seni karım gibi görüyorum” sözlerini genel kurul salonunda söylediği anlaşılmaktadır. Şu durumda, davalının bu sözlerinin davacının şeref ve aile hayatına yönelik saldırı oluşturduğu, kişilik haklarının ihlal edildiği kabul edilerek uygun bir miktar tazminata hükmedilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçeye dayalı istemin reddine karar verilmesi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ : Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 30/10/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.