Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1648 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 6778 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : İstanbul 6. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 14/11/2013NUMARASI : 2012/403-2013/455Davacı M.. A.. vekili Avukat Umut tarafından, davalılar K. İ. Basın ve Basım San. Tic. A.Ş. ve diğeri aleyhine 12/07/2012 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 14/11/2013 günlü kararın Yargıtay’ca duruşmalı olarak incelenmesi davalılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne ve miktar itibariyle duruşma isteminin reddine karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.Dava, basın yoluyla kişilik haklarına saldırı nedeniyle uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, istemin bir bölümü kabul edilmiş; karar, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.Davacı, 23/05/2012 tarihli B. Gazetesinde ''P.'' başlığıyla haber yapıldığını, yapılan bu haber ile kişilik haklarına saldırıda bulunulduğunu belirterek, uğradığı manevi zararın giderilmesi isteminde bulunmuştur.Davalılar vekili ise, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece; dava konusu yazı ile davacının kişilik haklarının ağır ve hukuka aykırı bir şekilde saldırıya uğradığı belirtilerek istemin kısmen kabulüne karar verilmiştir.Basın özgürlüğü, Anayasanın 28. maddesi ile 5187 sayılı Basın Yasasının 1. ve 3. maddelerinde düzenlenmiştir. Bu düzenlemelerde basının özgürce yayın yapmasının güvence altına alındığı görülmektedir. Basına sağlanan güvencenin amacı; toplumun sağlıklı, mutlu ve güvenlik içinde yaşayabilmesini gerçekleştirmektir. Bu durum da halkın dünyada ve özellikle içinde yaşadığı toplumda meydana gelen ve toplumu ilgilendiren konularda bilgi sahibi olması ile olanaklıdır. Basın, olayları izleme, araştırma, değerlendirme, yayma ve böylece kişileri bilgilendirme, öğretme, aydınlatma ve yönlendirmede yetkili ve aynı zamanda sorumludur. Basının bu nedenle ayrı bir konumu bulunmaktadır. Bunun içindir ki, bu tür davaların çözüme kavuşturulmasında ayrı ölçütlerin koşul olarak aranması, genel durumlardaki hukuka aykırılık teşkil eden eylemlerin değerlendirilmesinden farklı bir yöntemin izlenmesi gerekmektedir. Basın dışı bir olaydaki davranış biçiminin hukuka aykırılık oluşturduğunun kabul edildiği durumlarda, basın yoluyla yapılan bir yayındaki olay hukuka aykırılık oluşturmayabilir.Ne var ki basın özgürlüğü sınırsız olmayıp, yayınlarında Anayasanın Temel Hak ve Özgürlükler bölümü ile Türk Medeni Kanununun 24 ve 25. maddesinde yer alan ve yine özel yasalarla güvence altına alınmış bulunan kişilik haklarına saldırıda bulunulmaması da yasal ve hukuki bir zorunluluktur.Basın özgürlüğü ile kişilik değerlerinin karşı karşıya geldiği durumlarda; hukuk düzeninin çatışan iki değeri aynı zamanda koruma altına alması düşünülemez. Bu iki değerden birinin diğerine üstün tutulması gerektiği, bunun sonucunda da, daha az üstün olan yararın daha çok üstün tutulması gereken yarar karşısında o olayda ve o an için korumasız kalmasının uygunluğu kabul edilecektir. Bunun için temel ölçüt kamu yararıdır. Gerek yazılı ve gerekse görsel basın bu işlevini yerine getirirken, özellikle yayının gerçek olmasını, kamu yararı bulunmasını, toplumsal ilginin varlığını, konunun güncelliğini gözetmeli, haberi verirken özle biçim arasındaki dengeyi de korumalıdır. Yine basın, objektif sınırlar içinde kalmak suretiyle yayın yapmalıdır. O anda ve görünürde var olup da sonradan gerçek olmadığı anlaşılan olayların yayınından da basın sorumlu tutulmamalıdır.Davalı şirkete ait B. Gazetesi'nin 23/05/2012 günlü sayısında “P.” başlığının kullanıldığı, haberin içeriğinde bir çok internet sitesinde Hatay Kurtnasır Tepe Radar ve Diyarbakır Üst Bölgesi arasında sınır ihlali yapan uçaklarla ilgili olarak yer alan ses kaydı içeriğinden bahsedildiği ve bu kayıtlarda yer alan bir takım iddialara yer verildiği anlaşılmaktadır.Davaya konu söz konusu haberin inter sitelerinde yayınlanan ses kayıtlarında yer alan olaylara ilişkin olduğu, habere konu olayın kamuoyunun ilgisini çekecek nitelikte olduğu,aşırılığa gitmeyen, hatalı-eksik bilgi ve değerlendirmelerin tek başına sorumluluk nedeni olamayacağı, olayların kamuoyuna duyurulmasında kamu yararının bulunduğu, özle biçim arasındaki dengenin bozulmadığı, davaya konu olayın özelliği de nazara alındığında, haber başlığının toplumun ilgisini çekmek için çarpıcı nitelikte verilebileceği bu kapsamda yayının basın özgürlüğü kapsamında kaleme alındığı, davalılar yararına hukuka uygunluk nedeninin gerçekleştiği ve davacının kişilik haklarına saldırı bulunmadığı anlaşılmaktadır.Şu durumda, istemin tümden reddedilmesi gerekirken, yerinde olmayan yazılı gerekçe ile davalıların manevi tazminat ile sorumlu tutulmuş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenle BOZULMASINA; bozma nedenine göre davalıların diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine şimdilik yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 18/02/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.