MAHKEMESİ : Ankara 2. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 20/06/2013NUMARASI : 2013/39-2013/415Davacı T.. S.. vekili Avukat M. S. tarafından, davalı B.. A.. aleyhine 10/01/2013 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 20/06/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.Dava, basın açıklamaları nedeniyle kişilik haklarının ihlaline dayalı manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.Davacı, A.Ajansı TAŞ personelinin sendikalı olduğunu, sendika üyelerinin emekliliğe ve istifaya zorladığını, davalının basına verdiği demeçlerde TGS hakkında olumsuz düşünceler ifade ettiğini, TGS'den ayrılanlar tarafından kurulanlar Medya-İş Sendikasını destekleyen TGS'nı kötüleyen açıklamalar yaptığını ve kullandığı ifadeler ile manevi zarara uğradığını belirterek tazminata hükmedilmesini istemiştir.Davalı; davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.Mahkemece, "...davalının sonradan kurulan sendikaya sıcak bakması onların başarılı olmasını istemesi ile kalmayıp daha önce gazetecilik sahasında tek sendika olan davacıyı sapkınlıkla veya yurtsever olmamakla suçlaması bulunduğu mevki ve yetkileri itibarı ile davacının cemiyet ve meslek mensupları nezdinde saygınlığının tartışılmasına, küçük düşürülmesine, rekabet dengesinin bozulmasına yol açar. Davalı Başbakan Yardımcısı olarak hem davacının hem de davada taraf olmayan Medya-İş Sendikasının haklarını aynı derecede gözetmesi gereken ve Devlet hayatında herkese nasip olmayacak yüksek bir mevkidedir. Devlet adamlarının P. familias denilen aile babası görevlerinden biride hiç kimseyi ayırmadan fertlerin haklarını adil olarak gözetmesidir. Davalının sözlerinin rakip sendika mensupları tarafından söylenmesi ile Başbakan Yardımcısının söylemesi arasında çok büyük fark vardır. Bu ülke hukukuna göre kurulmuş, rakipleri ile eşit haklara sahip olan davacının yukarıda açıklanan şekilde Başbakan Yardımcısı tarafından aşağılanması, şahsiyet haklarının ihlali olarak değerlendirilmiştir..." şeklindeki gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Uyuşmazlık, siyasi bir kişilik olan davalının açıklamalarının ifade özgürlüğü ve eleştiri kapsamında değerlendirilip değerlendirilmeyeceği noktasında toplanmaktadır.Davalı, milletvekili ve aynı zamanda Başbakan Yardımcısı olup, siyasi kimliği ile basına açıklamalarda bulunmuştur. Hükümette görevli olup, görevi gereği sendikacılık ile ilgili açıklamalarda bulunan davalının sözlerinde davacı sendikanın ismi de geçmemektedir. Açıklamaların tamamı bir bütün halinde değerlendirildiğinde, sendikacılık faaliyetyeri ile ilgili eleştiri ve düşünce açıklaması mahiyetinde olduğu görülmektedir.Şu halde, davanın tümden reddi gerekirken, istemin kısmen kabulü doğru görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 03/12/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.