Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 16449 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 5300 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : Antalya 4. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 12/02/2014NUMARASI : 2013/254-2014/65Davacı Z.. S.. vekili Avukat F. Ü.Ö. tarafından, davalı Y.. D.. aleyhine 07/05/2013 gününde verilen dilekçe ile kişilik haklarına saldırıdan dolayı manevi tazminat istenmesi üzerine yapılan yargılama sonunda; Mahkemece davanın reddine dair verilen 12/02/2014 günlü kararın Yargıtay’da duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle, daha önceden belirlenen 02/12/2014 duruşma günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Avukat F. Ü. Ö. geldi, karşı taraftan davalı adına gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve hazır bulunanın sözlü açıklaması dinlendikten sonra tarafa duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyanın görüşülmesine geçildi. Tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü.Dava, kişilik haklarına saldırı nedeni ile manevi tazminat ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, istem reddedilmiş; karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.Davacı, resmi nikahlı eşinin davalı ile kendisini aldattığını, davalının kendisi ile evli olduğunu bildiği halde eşi ile ilişkiye girmesi eyleminin kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğunu iddia ederek uğradığı manevi zararın ödetilmesi isteminde bulunmuştur.Davalı, davacının iddialarını kabul etmediğini, dava dilekçesinin ekinde delil olarak sunulan video ve ses kayıtlarının özel hayatın gizliliği ihlal edilerek elde edildiğinden hükme esas alınmaması gerektiğini, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Mahkemece, davacının eşi aleyhinde şiddetli geçimsizlik nedeni ile boşanma davası açtığı ancak davanın sonuçlanmamış olduğu yani boşanma davasında halen tarafların sulh olma barışma ihtimalleri bulunduğu anlaşılmakta olup davacının iddialarına konu davanın incelenebilmesi için boşanma davasının sonuçlanıp kesinleşmesi gerektiği, boşanma davasının sonucu beklenmeden açılan manevi tazminat davasının bu aşamada reddine karar verilmiştir.818 sayılı BK'nın 50 ve 51. maddelerinde haksız eylemin ve bunun sonucunda doğan zararın birden fazla kişi tarafından meydana getirilmesi durumunda zarar görenin dilediği takdirde eyleme katılanların birisinden, birkaçından veyahut tamamından zincirleme olarak sorumlu tutulmalarını isteme hakkına sahip bulunduğu düzenleme altına alınmıştır. Aynı hüküm 6098 sayılı yeni Türk Borçlar Kanununun 61. maddesinde de tekrar edilmiştir.Davacı, davalının eşi ile evli olduğunu bilerek ilişkiye girdiğini böylelikle aile bütünlüğünün zarar görmesine ve sosyal kişilik değerlerinin zedelenmesine neden olduklarını iddia ettiğine göre zarara neden olan sorumlulardan dilediğine karşı dava açma hakkı vardır. Bir başka anlatımla eldeki davanın açılabilmesi için davacının eşi aleyhinde açtığı boşanma davasının sonuçlanıp kesinleşmesi gerekmemektedir. Şu durumda, mahkemece toplanan deliller değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgıya düşülerek eşe karşı açılan boşanma davasının sonucu beklenmeden dava açılamayacağı gerekçesi ile istemin reddi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA ve davacı yararına takdir olunan 1.100,00 TL duruşma avukatlık ücretinin davalıya yükletilmesine, davacıdan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 02/12/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.