MAHKEMESİ : Göle Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 22/01/2014NUMARASI : 2013/40-2014/20Davacı D.. K.. vekili Avukat Murat tarafından, davalılar K.. D.. vd aleyhine 27/02/2013 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 22/01/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı Ö.. K.. tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.Dava, basın yoluyla kişilik haklarının ihlali nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm davalılardan Ö.. K.. tarafından temyiz edilmiştir.Davacı, banka müdürü olarak görev yaptığını, 18/02/2013 tarihli Göle Haber gazetesinde "G." başlığı ile yapılan haber nedeniyle kişilik haklarının ihlal edildiğini, belirterek manevi tazminata karar verilmesini istemiştir.Davalılar, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece; dava konusu haberin haber verme sınırlarını aşarak hakaret boyutuna ulaştığı gerekçesiyle manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmiştir.Anayasa'nın 28. maddesinde düzenlenen basın özgürlüğü ve bu özgürlüğün getirdiği ayrıcalıklar sınırsız olmayıp basın özgürlüğünün özel hukuk alanındaki sınırı Medeni Yasa'nın 24 ve yayın tarihinde yürürlükte olan 6098 sayılı Türk Borçlar Yasası'nın 58. maddelerinde anlamını bulan kişilik haklarının korunmasına ilişkin düzenlemelerdir. Türk Borçlar Yasası'nın 58. maddesi gereğince basının sorumlu tutulabilmesi için; yayın ya da eleştirinin kişilik haklarını zedelemesi, bu zedelemenin manevi bir zarar doğurması, kişilik haklarına saldırı ile gerçekleşen zarar arasında uygun nedensellik bağı bulunması, kişilik haklarına saldırının hukuka aykırı olması ve hukuka aykırılığı ortadan kaldıran hukuka uygunluk nedenlerinin bulunmaması gerekir.Hukuka uygunluk nedenleri veya hukuka aykırılığı ortadan kaldıran nedenler ise; gerçeklik, güncellik, kamu yararı ve toplumsal ilgi gibi öze ilişkin koşulları ve konu ile anlatım arasında düşünsel bağlılık, anlatım ve sergilenişteki ölçülülük niteliğindeki biçime ilişkin koşullardır. Yayımlanmasında kamu yararı bulunan gerçek ve güncel bir haberin ya da eleştirinin özle biçim arasında denge kurularak yayımlanması durumunda hukuka aykırılık ortadan kalkar ve artık basın sorumlu tutulamaz.Dosya konusu haberde, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfından sağlanan yardımla geçinen dava dışı kişiye vakıf tarafından yapılmasına karar verilen ve bankada açılan hesaba yatırılan parayı, davacı banka müdürünün yardım yapılan kişinin kredi borcunun bulunması nedeniyle ödemek istemediği, yardım yapılan kişinin kaymakama şikayeti üzerine yapılan yardım parasını alabildiği ve davacı banka müdürünün takındığı tavırla yoksul kişilerin mağduriyetine sebep olmasının eleştirildiği anlaşılmaktadır. Davacının yaptığı iş de gözetildiğinde, sert ve kırıcı da olsa bu ağır eleştirilere katlanması gerekir. Güncelliği de bulunan böyle bir olayın habere konu edilmesinde hukuka aykırılık bulunmamaktadır. Diğer yandan ceza mahkemesinin hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı hukuk hakimini bağlayıcı nitelikte değildir.Şu halde, görünür gerçeğe uygun olup, genel anlamda eleştiri sınırları içerisinde kalan ve davacının kişilik haklarına saldırı oluşturmayan dava konusu haberin hukuka uygun olduğu gözetilerek, istemin tümden reddedilmesi gerekirken, kısmen kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalının diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 18/02/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.