Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 16319 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 1407 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : Nazilli 2. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 01/10/2013NUMARASI : 2012/48-2013/260Davacı B.. E.. vekili Avukat V. C. K. tarafından, davalı S.. A.. aleyhine 23/02/2012 gününde verilen dilekçe ile tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 01/10/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi taraflar vekillerince süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacının tüm, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.2-Davalının diğer temyiz itirazları yönünden;Dava, iddia ve savunma sınırlarının aşılması yoluyla kişilik haklarına saldırıdan dolayı uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Davacı, davalının Aydın 1. İdare Mahkemesi 2011/2127 Esas sayılı dosyasına konu dava dilekçesinde, savunma ve hak arama özgürlüğünün sınırlarını fazlasıyla aşarak hakaretler ve asılsız iftiralar yöneltmek suretiyle kişilik haklarına saldırıda bulunduğunu iddia ederek, uğradığı zararın davalıdan tazminini talep etmiştir.Davalı, iddia ve savunma hakkının Anayasa'nın 36. maddesinde teminat altına alındığını, avukatın müvekkilinin çıkarlarını korumak için hasmının zararlarını gözetmeden sert bir biçimde savunma yapmak zorunda olduğunu beyanla, davanın reddini savunmuştur.Yerel mahkemece, anayasal şikayet hakkının sınırlarının aşıldığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.İddia ve savunma hakkının üstünlüğü ilkesi gereğince, davanın görülmesi sırasında tarafların veya avukatlarının mahkemeye sundukları dilekçeler, kanıtlar veya yaptıkları açıklamalar iddia ve savunma sınırlarını aşmadığı takdirde 818 sayılı Borçlar Yasası'nın 49. maddesi kapsamında değerlendirilemez ve haksız eylem olarak nitelendirilmez.Davaya konu olayda; mahkemece, iddia ve savunma sınırları içerisinde sunulan kanıtlar ve kullanılan ifadelerin davacının kişilik haklarına saldırı oluşturmayacağı benimsenerek istemin tümden reddedilmesi gerekirken, yerinde olmayan yazılı gerekçeyle, davalının manevi tazminat ile sorumlu tutulmuş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2) sayılı bentte gösterilen nedenlerle davalı yararına BOZULMASINA, davacının tüm, davalının diğer temyiz itirazlarının (1) sayılı bentte açıklanan nedenlerle reddine ve davalıdan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 01/12/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.