MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... vd. aleyhine 04/07/2007 gününde verilen dilekçe ile maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın zamanaşımı nedeniyle reddine dair verilen 12/06/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili, davalı ... vekili ve müdahil ... vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.1-Dava, haksız fiil nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ile davalı ... ve müdahil ... tarafından temyiz edilmiştir.Davacı, davalı ... ile yüklenici firma ... tarafından yürütülen kanalizasyon çalışmaları sırasında, kırılan borulardan lağım sularının taştığını ve taşma sonucunda ev, bahçe ve eşyalarında zarar meydana geldiğini belirterek maddi ve manevi tazminat istemiştir.Mahkemece, davacının olay nedeniyle elem ve ızdırap duyacağının kabulü ile manevi tazminata hükmedilmiştir.Dosya kapsamından, kanalizasyon sistemindeki taşma sonucu, davacının bahçesinde ve garajında zarar oluştuğu, buzdolabı, fırın, süpürge gibi muhtelif ev eşyaları ile gıda ve temizlik maddelerinin zarar gördüğü anlaşılmaktadır. BK’nın 49. maddesi uyarınca manevi tazminata karar verilebilmesi için; kişilik hakkının hukuka aykırı bir şekilde saldırıya uğraması gerekir. Somut olayda; kişilik haklarına yönelik bir saldırı bulunduğu kabul edilemez. Açılanan nedenle manevi tazminat isteminin tümden reddi gerekirken, yanılgılı gerekçe ile kısmen kabulüne karar verilmiş olması bozmayı gerektirmiştir.2-Zamanaşımı, kişisel bir def-i olup yararlanmak isteyen davalı, bu hususu savunma olarak ileri sürmek zorundadır. Müteselsil sorumlulardan biri tarafından ileri sürülen zamanaşımı savunmasından, diğerleri yararlanamaz. Bu hakkı ayrı ayrı kullanmaları zorunludur. Somut olayda; birleşen davada, davalı ... tarafından zamanaşımı defi ileri sürülmesine karşın, yüklenici şirket ... . tarafından ileri sürülmemiştir. BK.'nun 140 maddesine göre zamanaşımı def'i ileri sürülmedikçe, hakim re'sen (kendiliğinden) nazara alamaz. Bu durumda, davalı şirket zamanaşımı definde bulunmadığı halde; diğer davalı ...’nün ileri sürdüğü zamanaşımı def'inden yararlanamayacağı gözetilmeden, şirket yönünden de davanın zamanaşımı nedeniyle reddedilmiş olması doğru değildir. Bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz edilen kararın, yukarıda (1 ve 2) nolu bentte gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına ve temyiz eden taraflardan peşin alınan harçların istekleri halinde geri verilmesine 10/10/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.