Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 16196 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 17485 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar .... vd. aleyhine 08/01/2010 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 29/05/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili ve davalı .... vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.2-Davacının diğer temyiz itirazlarına gelince; a)Dava, haksız eylem nedeni ile uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, istemin bir bölümü kabul edilmiş; karar, davacı ve davalı .... tarafından temyiz olunmuştur.Davacı, kendisine ait kimlik fotokopisi kullanılarak davalılardan telefon hattı satın alındığını ve kullanıldığını, söz konusu hattın tehdit ve hakaret suçlarında kullanıldığı tespit olunarak ifade vermeye çağrıldığında durumdan haberdar olduğunu, hat satın alınırken imzalanan sözleşmede yer alan imzanın kendisine ait olmadığını, anne kızlık soy isminin de yanlış olduğunu, suçsuz olduğunu savunmasına karşın hakkında kamu davası açıldığını ve hükmün açıklanmasının geri bırakıldığını, yargılamanın iadesi isteminin reddedildiğini, yazılı emirle bozma isteminin de reddedildiğini, davalıların rızası dışında adına hat alınıp kullanıma açılmasında kusurları bulunduğundan uğradığı manevi zararın ödetilmesi isteminde bulunmuştur.Davalı .... vekili, davacının zarara uğramasında kusuru bulunmadığından davanın kendisi yönünden reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.Mahkemece, davalıların birlikte kusurları ile davacının kişilik haklarının zarara uğramasına neden oldukları anlaşılmakla 2.000,00 TL manevi tazminat ödetilmesine karar verilmiştir. Dosya arasındaki bilgi ve belgelerden, davalı ... ve bayisi olan diğer davalının davacının kimlik fotokopisini kullanarak başvuran kimliği belirsiz kişiye, fotokopi belgedeki davacıya ait fotoğraf ile başvuran kişinin aynı kişiler olup olmadığı karşılaştırılmadan, anne kızlık soy ismi de kontrol edilmeden hat satılarak kullanıma açılmasından dolayı kusurlu oldukları anlaşılmıştır. Söz konusu hattın tehdit ve hakaret suçunda kullanılmış bulunması nedeni ile hattın sahibi gözüken davacı, atılı suçlardan mahkum olmuştur. Sözleşmedeki imzanın kendisine ait olmadığını kanıtlamış ise de hükmün açıklanması geri bırakıldığından kesin bir hüküm niteliğinde olmadığı gerekçesi ile yargılamanın iadesi istemi de reddedilmiştir.Kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse manevi tazminat ödetilmesini isteyebilir. Yargıç, manevi tazminatın tutarını belirlerken, saldırı oluşturan eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır. Tutarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel durum ve koşulların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde nesnel (objektif) olarak göstermelidir. Çünkü yasanın takdir hakkı verdiği durumlarda yargıcın, hukuk ve adalete uygun karar vereceği Medeni Yasa'nın 4. maddesinde belirtilmiştir. Takdir edilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir işlevi (fonksiyonu) olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek tutar, var olan durumda elde edilmek istenilen doyum (tatmin) duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. Somut olaya gelince, davalıların birlikte kusurları ile davacının kişilik haklarına saldırıda bulunduklarının kabulü ile bir miktar manevi tazminat ödetilmesine karar verilmiş bulunması doğru ise de yukarıda anılan ilkeler ve olayın özellikleri uyarınca takdir edilen manevi tazminat yetersizdir. Daha üst düzeyde manevi tazminat ödetilmesi için kararın bozulması gerekmiştir.b)Davacı, uğradığı manevi zararın yasal faizi ile birlikte ödetilmesini istemiş bulunmasına karşın, yerel mahkemece davacının faiz istemi hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmeden hüküm kurulması da isabetli olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda (2/a-b) sayılı bentte gösterilen nedenlerle davacı yararına BOZULMASINA, (1) no'lu bentte gösterilen nedenlerle davalı ....'nin tüm, davacının sair temyiz itirazlarının reddine ve temyiz eden davacıdan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 10/10/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.