MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 25/05/2011 gününde verilen dilekçe ile kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 24/05/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.Dava, kişilik haklarına saldırı nedeniyle uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.Davacı, ... Milletvekili olan davalının, ...'nda 24/03/2011 tarihinde yaptığı ve ... Televizyonunda yayınlanan konuşmasının kişilik haklarını ihlal eder nitelikte olduğunu belirterek manevi tazminat talebinde bulunmuştur.Davalı, konuşmasını milletvekili kimliği ile yaptığını, hakaret etme kastıyla yapılan bir konuşma olmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; dava konusu konuşmanın ...'nda, Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkındaki Kanun Tasarısı görüşmeleri sırasında yapıldığı, davalının davacıya hakaret etme ve kişilik haklarına saldırı amacı bulunmadığı kabul edilerek istemin reddine karar verilmiştir.Dava konusu konuşma, ...'nda yapılmış aynı zamanda ... Televizyonunda canlı olarak yayınlanmıştır. Davalı, Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkındaki Kanun Tasarısı görüşmeleri sırasında yaptığı konuşmada; Gazeteci ...’ın tutuklu olmasının sebebini, Emniyet Teşkilatı içerisinde örgütlenen ... Cemaatinin yapılanmasını deşifre eden "...” isimli kitabı yazmasından kaynaklandığını ileri sürerek, davacı hakkında "Cemaat, tarikat, çete ne derseniz deyin hayırlı hiçbir kelimeyi kullanamazsınız, olumlu hiç bir kelimeyi ... adından sonra kullanamazsınız", “belki de bundan sonra yargı içindeki ... çetesi deşifre olacaktı, savcılığa yansıyacaktı, yani bir yerden birilerine batacaktı, adamı batırdılar” şeklinde devam etmiştir.İfade özgürlüğü demokratik bir toplumun asli temellerinden birini oluşturur. Görev ve sorumluluklar da yükleyen bu sorumluluk "başkalarının şöhret ve haklarının korunması" için sınırlanabilir. Davalının kanun tasarısı ile ilgili söz aldığı konuşmasında, sözü davacıya getirerek ağır sözler kullandığı anlaşılmaktadır.Mahkemece açıklanan olgular gözetilerek, kullanılan sözlerin davacının kişilik haklarına saldırı niteliğinde bulunduğu, sözkonusu söylemlerin ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilemeyeceği sonucuna varılarak davacı lehine uygun bir tazminata hükmedilmesi gerekirken, istemin tümden reddedilmesi usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ:Temyiz edilen kararın yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre öteki temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 09/10/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.