MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacılar ... vdl. vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... vd aleyhine 01/09/2010 gününde verilen dilekçe ile tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 14/06/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacılar ve davalı ... vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1-a-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalı ... Başkanlığının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.b-Davalı ... Başkanlığının öteki temyiz itirazına gelince; dava, trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacılar ile davalı ... vekilleri tarafından temyiz olunmuştur.Davacı vekili tarafından dava dilekçesinde, dava konusu ölüm nedeniyle dava dışı sigorta tarafından davacı anne ve babaya toplam 21.013,00 TL ödemede bulunulduğu bildirilmiş, mahkemece bu miktar indirilmek suretiyle düzenlenen 13/01/2012 tarihli bilirkişi raporu hükme esas alınmıştır. Sigorta tarafından yapılan ödemenin tarihi belli olmamakla birlikte dava tarihi ile bilirkişi raporunun düzenlenmesi arasında uzunca bir süre geçmiş bulunmaktadır. Şu durumda, yararların denkleştirilmesi ilkesi çerçevesinde; mahkemece sigorta tarafından yapılan ödemenin tarihi tespit edilerek ödenen miktarın, ödeme tarihi ile bilirkişi raporunun düzenlendiği tarih arasındaki işlemiş yasal faizinin de belirlenmesi ve hesaplanan destekten yoksunluk zararından düşülmesi gerekir. Karar, açıklanan nedenle yerinde görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.2-Davacılar vekilinin temyiz itirazına gelince;Borçlar Yasası'nın 47. maddesi gereğince yargıcın, özel durumları göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Takdir edilecek bu tutar, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir işlevi (fonksiyonu) olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek tutar, var olan durumda elde edilmek istenilen doyum (tatmin) duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22/06/1966 gün ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı'nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel durum ve koşullar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden yargıç, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde nesnel (objektif) ölçülere göre uygun (isabetli) bir biçimde göstermelidir. Davaya konu trafik kazasında davalının kusuru, olay tarihi, davacıların ölene yakınlıkları ve yukarıda açıklanan ilkeler gözetildiğinde, hüküm altına alınan manevi tazminat azdır. Daha üst düzeyde manevi tazminata hükmedilmesi gerekir. Karar, açıklanan nedenle yerinde görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda (2) sayılı bentte gösterilen nedenle davacılar yararına, (1/b) sayılı bentte gösterilen nedenlerle de davalılar yararına BOZULMASINA, davalının öteki temyiz itirazlarının ise (1/a) sayılı bente açıklanan nedenlerle reddine, ve temyiz eden taraflardan peşin alınan harcların istekleri halinde geri verilmesine 08/10/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.