MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 03/02/2011 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 25/04/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.2-Davacının diğer temyiz itirazlarına gelince; Dava, haksız fiil nedenine dayalı manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.Davacı, polis memuru olarak görev yaptığını, olay tarihinde davalının alkollü olarak çevreyi rahatsız ettiği ihbarı üzerine olay yerine gittiğini, davalının gözaltına alındığı sırada hakaret içerikli sözler sarfettiğini ayrıca davalının tekme atması üzerine yaralandığını belirterek manevi tazminat isteminde bulunmuştur.Davalı, davanın reddini savunmuştur. Yerel mahkemece; olay??n oluş şekli, davalının olay anında alkollü oluşu, taraflar arasında önceye dayalı bir husumetin varlığının tesbit edilememesi dikkate alınarak manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmiştir.Borçlar Kanunu’nun 47. ve 49. maddeleri hükümlerine göre hakimin özel halleri ve kişilik haklarına saldırıyı göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.Davaya konu olayda, davalının yaralama ve hakaret niteliğindeki eylemlerinin mevcudiyeti, zararlandırıcı olayın meydana geliş biçimi ile yukarıda gösterilen ilkeler göz önünde tutulduğunda takdir olunan manevi tazminat miktarı azdır. Davacı için daha üst düzeyde bir miktar manevi tazminat takdir edilmesi gerekir. Karar, açıklanan nedenle yerinde görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda (2) sayılı bentte gösterilen nedenlerle BOZULMASINA; öteki temyiz itirazlarının ise (1) sayılı bentte açıklanan nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 08/10/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.