MAHKEMESİ : Torbalı 1. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 10/10/2013NUMARASI : 2013/297-2013/515Davacı V.. E.. vekili Avukat B.S... tarafından, davalı S.. A.. aleyhine 09/09/2008 gününde verilen dilekçe ile maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 10/10/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken veya görevlerini yaparken kişilere zarar vermesi sonucu uğranılan maddi ve manevi zararların ödetilmesi istemlerine ilişkindir. Yerel mahkemece, işin esası incelenerek davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, sağlık ocağında hemşire olarak görev yapan davalının hatalı iğne vurmasından dolayı sağ ayağını kullanamaz hale geldiğini belirterek, uğramış olduğu zararın tazmini isteminde bulunmuştur. Davalı, davacının iddialarının asılsız olduğunu belirterek, davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Yerel mahkemece, bilirkişi raporuna göre davalının kusurlu olmadığı benimsenerek, istemin esastan reddine karar verilmiştir.Kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken veya görevlerini yaparken kişilere zarar vermesi, ilgili kamu kurumunun hizmet kusurunu oluşturur. Bu durumda sorumlu, kamu görevlisinin emrinde çalışmakta olduğu kamu kurumu olup dava o kurum aleyhine açılmalıdır.(T.C. Anayasası 40/III, 129/V, 657 Sy. K.13, HGK 2011/4-592 E., 2012/25 K.) Bu konuda yasal düzenlemeler emredici hükümler içermektedir. Diğer yandan Sorumluluk Hukukunun temel ilkeleri açısından bakıldığında da bu şekilde düzenlemenin mevzuatta yer almış olması zarar görenin zararının karşılanması yönünde önemli bir teminattır.Davaya konu edilen olayda, sağlık ocağında hemşire olan davalının, görevi kapsamında davacıya iğne yaparken, kusurlu eylemi sonucu davacının ayağına zarar verdiği ileri sürülmüştür. Buna göre somut olayda davalıya husumet yöneltilemez. Gelecekte rücu kaydıyla ilgili kuruma dava açılabilir. Şu halde, davanın husumet (taraf sıfatı) yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, önceki bozma ilamına farklı anlam yüklenip yerinde olmayan yazılı gerekçeyle işin esası incelenerek karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenle BOZULMASINA; bozma nedenine göre davacının temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 04/02/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.