MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... vd aleyhine 05/05/2010 gününde verilen dilekçe ile alacak istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 03/05/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacının, davalı ...'e yönelik temyiz itirazları reddedilmelidir.2-Davacının, davalı ...'e yönelik temyiz itirazlarına gelince;Dava, yediemin tarafından iade edilmeyen hacizli malın teslimi veya bedelinin ödetilmesi istemine ilişkindir. Yerel mahkemece, istemin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.Davacı, işyerinde bulunan jeneratörünün, davalı ... tarafından başlatılan icra takibi sonucu haczedildiğini ve davalı ...'e yediemin sıfatı ile teslim edildiğini, haczin düşmesi üzerine yedieminin malı kendisine teslim etmesi gerekirken davalı ...'e teslim ettiğini belirterek, davalılardan malın teslimi veya bedelinin ödetilmesi isteminde bulunmuştur.Davalılar, haksız ve yersiz açılan davanın reddini savunmuşlardır. Yerel mahkemece, davalıların sorumlu olmadıkları, ayrıca malın davalı ... tarafından teslim alındığının ispat edilemediği kabul edilerek, davanın reddine karar verilmiştir.Dosya incelendiğinde; davalı (takip alacaklısı) ... tarafından, davacı (takip borçlusu) aleyhine yürütülen icra takibi sonucu, davacının işyerinde bulunan jeneratörünün haczedildiği ve davalı ...'e yediemin sıfatı ile teslim edildiği, süresi içerisinde hacizli malın satışının istenmemesinden dolayı haczin kaldırılması üzerine, davacının icra memuru nezaretinde malı yedieminden teslim almaya gittiği, davacının malı teslim aldığına dair teslim-tesellüm tutanağının tanzim edildiği, ancak malın fiili tesliminin ertesi güne bırakıldığı, ertesi gün davacıdan önce gelen başka bir şahsın malı teslim alıp gittiği, sonradan gelen davacının malı teslim alamadan döndüğü anlaşılmaktadır.Davalı ... hakkında, “Hizmet sebebi ile güveni kötüye kullanma” suçundan kamu davası açılmış, davalının suç işleme kastının bulunmadığından bahisle beraat kararı verilmiş, karar temyiz edilmeden kesinleşmiştir. Davalı ... ceza dosyasındaki savunmasında, malı teslim alan şahsın ... olduğunu beyan etmiş, bu şahıs ise tanık olarak alınan ifadesinde, davalı ...'in kendisini telefonla arayarak malı teslim almasını istediğini, bunun üzerine gidip malı teslim aldığını beyan etmiştir. Eldeki dosyada dinlenen tanıklardan ... da alınan ifadesinde, malı götüren vincin davalı ... tarafından gönderildiğini sonradan öğrendiğini beyan etmiştir. Hatta davalı ... bizzat cevap dilekçesinde, davacının teklif etmesi üzerine malı kendisinin teslim aldığını ikrar etmiştir. Şu halde; dosya içeriğine göre, malın davalı ...'in talimatı ile çalışanları tarafından teslim alındığı sabit olduğuna göre, bu davalıya yönelik davanın kabul edilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın ispat edilemediğinden bahisle reddine karar verilmiş olması doğru değildir. Bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2) sayılı bentte gösterilen nedenle davalı ... yönünden BOZULMASINA; davacının, davalılardan ...'e yönelik temyiz itirazlarının (1) sayılı bentte gösterilen nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 07/10/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.