Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 15854 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 16556 - Esas Yıl 2012
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... vd. aleyhine 27/05/2010 gününde verilen dilekçe ile kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 19/04/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, kişilik haklarına saldırı nedeniyle uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Yerel mahkemece istemin reddine karar verilmiş; karar, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, Bireysel satış Koordinatörlüğünü yaptığı ...'nın Teftiş Kurulu Başkanlığı'na davalılar tarafından yapılan başvuruda, davalı ... ile ilişkisinin olduğunun ileri sürüldüğünü, bu nedenle kendisine ve eşine telefonla tehdit mesajları gönderdiği, ortak oldukları şirketin hesabından para çekmiş olabileceği, iş yerlerinde aldığı hizmetlerin bedelini ödemediği, birçok kişiyle ilişki yaşadığı ve mensupların bir takım kişilerle birlikte olmasına aracılık ettiği gibi gerçek dışı bir çok iddialarda bulunduklarını ve yapılan inceleme sonucunda iş akdinin feshedildiğini beyanla davalıların eylemi nedeniyle uğradığı maddi ve manevi zararlarının davalılara ödetilmesini istemiştir. Davalılar ise, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, sırf davalıların verdikleri dilekçenin davacının iş akdinin feshedilmesi sonucunu doğurmadığı, davacının eylemlerinin de bu sonuca ulaşılmada katkısı bulunduğu, kimsenin kendi kusurundan fayda elde etmesinin düşünülemeyeceği, davalıların eylemi ile davacının iş akdinin feshedilmesi ve dolayısıyla davacının uğradığı iddia edilen zarar arasında nedensellik bağı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Dava dosyasının incelenmesinde,davalılar hakkında .... Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2010/288 Esas sayılı dava dosyasında Özel belgede sahtecilik,Hakaret ve iftira suçlarını işledikleri gerekçesiyle cezalandırılmaları istemiyle kamu davası açıldığı ve yargılamanın devam ettiği anlaşılmaktadır. Borçlar Kanunu'nun 53. maddesi gereğince hukuk hâkimi ceza mahkemesinin kararı ile bağlı değilse de; ceza mahkemesince belirlenecek maddi vakıalar hukuk hâkimi yönünden de bağlayıcıdır. Bu nedenle; .... Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2010/288 Esas sayılı dosyasının sonucu beklenmeli ve sonucuna göre yapılacak değerlendirme ile birlikte iş bu dava hakkında karar verilmelidir. Mahkemece yukarıda açıklanan hususlar gözetilmeden karar verilmesi doğru bulunmamış, temyiz edilen kararın bu yönden bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA; bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 09/10/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.