MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 17/08/2011 gününde verilen dilekçe ile haksız şikayet nedeniyle maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 31/05/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili ve davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan davalının temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.1-Karar, davacı ... ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı tarafa gerekçeli karar 13/08/2012 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davacı vekilince karar 12/09/2012 tarihinde temyiz edilmiştir. HUMK'nın 432/2 maddesi uyarınca temyiz süresi on beş gündür. Süre bitimi adli tatile rastlarsa bu süreler ayrıca bir karara gerek olmaksızın 6100 sayılı HMK'nın 104 maddesi uyarınca adli tatilin bittiği günden itibaren bir hafta uzatılmış sayılır. Kararın tebliğ tarihi ile temyiz edildiği gün gözetildiğinde bir haftalık yasal sürenin geçtiği anlaşılmaktadır. Bu nedenle davacının temyiz dilekçesi reddedilmelidir.2-Dava, haksız şikayet nedeniyle kişilik haklarına saldırıdan dolayı uğranılan maddi ve manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Yerel mahkemece maddi tazminat isteminin reddine, manevi tazminat isteminin ise kısmen kabulüne karar verilmiş, karar, davacı ve davalı vekili tarafından temyiz olunmuştur.Davacı, davalının da ortağı olduğu otelde genel müdür olarak görev yaptığı dönemde davalı tarafından yapılan şikayet sonucunda ceza mahkemesinde hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma ve özel belgede sahtecilik suçlamasıyla hakkında dava açıldığını, yapılan yargılama sonunda beraatine karar verildiğini, davalının haksız isnatları nedeniyle maddi ve manevi zarara uğradığını belirterek uğradığı zararın davalıya ödetilmesi isteminde bulunmuştur.Davalı ise, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece; ceza mahkemesinde kesin ve inandırıcı deliller bulunmadığı gerekçesiyle beraat kararı verildiği, bu kararın hukuka aykırı bağlayıcılığının bulunmadığı, fakat incelenen ceza dosyasında davacının atılı suçları işlediğini gösteren delillerin de mevcut olmadığı ve davalının eyleminin kişilik haklarına saldırı oluşturduğu gerekçesiyle manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmiştir. Dava dosyası içerisinde bulunan ....Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2008/919 esas ve 2011/83 karar sayılı ceza dosyasının incelenmesinde;davalının kendi adına asaleten ortağı olduğu şirket adına vekaleten davacı ve bir kısım otel çalışanları hakkında hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma ve özel belgede sahtecilik suçlamasıyla şikayette bulunduğu, davacı hakkında yapılan şikayette, otelin günlük hasılatının resepsiyon yetkilileri tarafından kapalı zarf içerisinde verilmekte iken davacı müdürün nüfuzunu kullanarak zarfın kendisine verilmesini sağladığı, zarfların içerisinden önemli miktarlarda para aldığı, zarfı açık olarak muhasebeye teslim ettiği ve zarfta yazılı miktarların kayda geçilmesini söylediği şeklinde ifadelere yer verilerek emniyeti suistimal suçundan cezalandırılması istendiği ve davalının şikayet dilekçesinde bahsettiği olaylar ile ilgili olarak dinlenen otel muhasebe yetkilisinin de bu beyanları doğruladığı ve hatta zamanında bu iddia ile ilgili olarak muhasebe yetkilisi tarafından tutanak tutulduğu anlaşılmaktadır.Şu durumda, olayın gelişimi itibariyle davalının şikayetlerini beyan etmek için dilekçe verdiği, şikayetin, olağan kuşku üzerine ve somut emarelere dayandırılarak yapıldığı, emarenin soruşturma aşamasında da kabul edilerek davacı hakkında dava açıldığı, hak arama özgürlüğü sınırları içerisinde şikayet ve dilekçe verme hakkının kullanıldığı, yukarıda açıklanan ilkeler ve somut olayın özellikleri de göz önünde tutulduğunda, şikayet hakkının kullanılmasında aşırılığa kaçılmadığı ve davacı yararına hukuka uygunluk nedeninin oluştuğu benimsenmelidir.Yerel mahkemece açıklanan olgular gözetilerek, istemin tümden reddedilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçeyle, davalının tazminat ile sorumlu tutulmuş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (1) nolu bentte gösterilen nedenle davacı ... yönünden temyiz dilekçesinin reddine ve (2) nolu bentte gösterilen nedenle kararın BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına ve temyiz eden taraflardan peşin alınan harcın istekleri halinde geri verilmesine 07/10/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.