Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 15781 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 612 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : Adana 5. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 23/10/2013NUMARASI : 2011/40-2013/606Davacı S.. S.. vekili Avukat M.. Y.. tarafından, davalı H.. B.. aleyhine 13/01/2011 gününde verilen dilekçe ile tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 23/10/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.2-Davalının diğer temyiz itirazlarına gelince;Dava, haksız eylem nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz olunmuştur.Davacı, davalının oğluna karşı 2006 yılında borç paranın ödenmemesi nedeni ile alacağın tahsili amacıyla icra takibi yapıldığını, davalının davacı aleyhine senet gaspı, tehdit ve tefecilik suçlamaları ile Adana Cumhuriyet Başsavcılığına birçok defalar suç duyurusunda bulunduğunu, yapılan suç duyurusu sonucunda davacı aleyhine Adana 3. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2008/45 Esas sayılı dava dosyası ile tefecilik suçu nedeni ile ceza davasının açıldığını, yapılan yargılama neticesinde tefecilik suçlamasında beraatine karar verildiğini davalının yaptığı asılsız suçlamalar nedeni ile fazlasıyla yıprandığını, sağlığını ve işini kaybettiğini iddia ederek uğradığı zararın davalıdan tazminini talep etmiştir.Davalı, iddialarının gerçeği yansıtmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur.Yerel mahkemece, davalının eyleminin davacının kişilik haklarına saldırı içerdiği gerekçesiyle açılan davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse manevi tazminata hükmedilmesini isteyebilir. Hakim manevi tazminatın miktarını tayin ederken saldırı teşkil eden eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır. Miktarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel hal ve şartların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde objektif olarak göstermelidir. Çünkü kanunun takdir hakkı verdiği hususlarda hakimin hukuka ve hakkaniyete göre hüküm vereceği Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesinde belirtilmiştir. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. Davaya konu olayda; Adana 3. Asliye Ceza Mahkemesi 2008/45 Esas, 2010/4 Karar sayılı dosya kapsamı, olay tarihi, olayın gelişimi, davalının eyleminin ağırlık derecesi, davacının eylemi ve yukarıdaki ilkeler gözönüne alındığında, hükmedilen manevi tazminat miktarı fazladır. Daha alt düzeyde manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2) sayılı bentte açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, davalının diğer temyiz itirazlarının (1) sayılı bentte açıklanan nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 24/11/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.