MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... vd. aleyhine 29/03/2011 gününde verilen dilekçe ile haksız eylem nedeni ile maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 06/06/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Kararı temyiz eden davacı, temyiz dilekçesi ile birlikte adli yardım talebinde de bulunmuştur. 6100 sayılı HMK nın 336/3 maddesi uyarınca “Kanun yollarına başvuru sırasında adli yardım talebi bölge adliye mahkemesine veya Yargıtay’a yapılır.” Dosya arasındaki bilgi ve belgelerden davacının ekonomik ve sosyal durumu ile temyiz harç ve masrafları gözetildiğinde adli yardım taleplerinin kabulüne karar verilerek temyiz incelemesine geçildi. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacının maddi tazminat istemine yönelik temyiz itirazları reddedilmelidir. 2-Davacının manevi tazminat istemine yönelik temyiz itirazlarına gelince, dava haksız eylem nedeni ile maddi ve manevi tazminat ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece istem reddedilmiş; karar davacı tarafından temyiz olunmuştur. Davacı, davalı ... ile henüz onyedi yaşında iken nikah yapılacağı vaadi ile evlendiğini, üç ay birlikte yaşadıklarını, üç ayın sonunda baskı ve tehdit ile evden kovulduğunu, üzerindeki giysileri dışında hiçbir eşyasını alamadığını, davalıların haksız eylemi nedeni ile uğradığı maddi ve manevi zararın ödetilmesi isteminde bulunmuştur. Davalılar, davacının kendisinin evi terk ettiğini, giderken de eşine veda mektubu bıraktığını, iddiaların asılsız olup davanın reddi gerektiğini savunmuşlardır.Dosya arasındaki bilgi ve belgelerden, davacının henüz ergin olmadan davalı ile evlendirildiği, davalı ... ile üç ay karı-koca hayatı yaşadıkları, bu sırada kızlığının bozulduğu anlaşılmaktadır. Her ne kadar davalı bir araya gelmelerinin karşılıklı rızaya dayalı olduğunu beyan etmiş ise de onyedi yaşındaki kişinin serbest iradesi ile evlenmeye karar veremeyeceği, davacıya ait ortada hukuken geçerli bir irade beyanının olmadığı anlaşılmaktadır. Şu durumda, davalı ...'in, onyedi yaşındaki davacı ile evlenmeksizin bir araya gelerek ve onun kızlığını bozarak üç ay bir arada yaşaması davacının fiziksel ve ruhsal bütünlüğüne saldırı niteliğinde olup uygun bir manevi tazminat ödetilmesi gerekir. Mahkemece açıklanan olgular gözetilerek, davacı yararına uygun bir tutarda manevi tazminat takdir edilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçe ile manevi tazminat isteminin tümden reddedilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2) sayılı bentte gösterilen nedenlerle BOZULMASINA; davacının öteki temyiz itirazlarının ilk bentteki nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 03/10/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.