Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 15546 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 16751 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 04/06/2009 gününde verilen dilekçe ile maddi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 10/07/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.Dava, haksız eylem nedeni ile uğranılan zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece istem kabul edilmiş; karar, davalı tarafından temyiz edilmiştir.Davacı, taşınmazına alabalık üretme ve yetiştirme tesisi kurduğunu, bu amaçla ... çayının 150 lt/sn'lik kısmını 15 yıl süre ile mal müdürlüğünden kiraladığını, tesiste üretime geçtiğini, ancak davalı şirketin ... çayı üzerinde yaptığı hafriyat çalışması sonucu suyun kirlendiğini, balıkların oksijensiz kalmaları ve balık solungaçlarının çamurdan tıkanması nedeniyle yem alamamalarından dolayı 100.000 tane yavru alabalığının öldüğünü, 40.000 tane balığın da büyüyememesi nedeniyle zarara uğradığını belirterek uğradığı maddi zararının ödetilmesi isteminde bulunmuştur.Davalı, elektrik üretim lisansını alarak uyuşmazlık konusu yerde baraj inşaatının yapımı ve işletilmesi konusunda yetkilendirildiğini, dava dosyasında tespit raporunu düzenleyen bilirkişiden rapor alınmasına itiraz ettiklerini, davacının fiilen balıklarının ölmesinin söz konusu olmadığından herhangi bir zararının bulunmadığını, ölen balık rakamlarının varsayımsal olduğunu belirtmiş, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, mahallinde keşif yapılarak tespit bilirkişi raporunu düzenleyen su ürünleri mühendisi bilirkişiden rapor alınmış, raporda; 2009 yılında alabalık üretme ve yetiştirme yapılamamasından dolayı davacının zararı tesisin kapasitesine göre 28.093,99 TL hesaplanmış, mahkemece de davacının talebi nazara alınarak davanın kabulüne karar verilmiştir.Dosyada bulunan tespit bilirkişi raporunda, hafriyat çalışması sonucu kirlenen suda yapılan analiz sonuçlarına göre elde edilen değerlerin, olması gereken değerlerin üzerinde bulunması nedeniyle, alabalık üretim ve yetiştiriciliğinin yapılamıyacağı, suyun bulanık olması nedeniyle balıkların yem alamamasından ve özellikle yavru alabalıkların daha çok oksijene gereksinim duyduklarından, oksijen yetersizliği ve balık solungaçlarının çamurdan tıkanması nedeniyle ölümlerin meydana gelebileceği belirtilmiş, tespit raporunda somut balık ölümünün olup olmadığı belirtilmediği gibi, zarar hesabı da yapılmamış, hükme esas alınan raporda da tesisin kapasitesine göre asgari düzeyden ve tüm balıkların öldükleri varsayılarak zarar hesabı yapılmıştır.Borçlar Kanununun 41. maddesinde deyimini bulan zarar, mal varlığında meydana gelen bir azalmayı yani eksilmeyi ifade eder. Bu eksilme, mal varlığının zarar verici eylemin işlenmesi sonucu içine düştüğü durum ile bu eylem olmasa idi mal varlığının bulunacak olduğu durum arasındaki farktan ibarettir. Nitekim tazminatın amacı da mal varlığındaki eksilmenin giderilmesi ve onun eski duruma getirilmesinin sağlanmasıdır. Kural olarak BK'nun 42. maddesi hükmüne göre zararın kanıtlanması davacı tarafa ait olup miktarının belirlenmesi ise mahkemeye aittir. Hükme dayanak yapılan bilirkişi raporunda davacının delillerle doğrulanmayan iddiası esas alınarak tesisin kapasitesi dikkate alınarak zarar hesabı yapılmıştır. Bu hali ile rapor eksik inceleme ve araştırmaya dayalı olup hüküm kurmaya elverişli bulunmamaktadır. Şu durumda, davacının yaptığı işin özelliği de dikkate alınarak, tesisin hafriyat çalışması öncesindeki çalışma kapasitesinin kanıtlanması yönünde, davacının aldığı alabalık yavrusu, yem ve stokları ile satışlarını gösterir defter ve belgelerinin ve varsa zararı kanıtlamaya yönelik başka delilleri davacıya ibraz ettirmeli, bundan sonra yeniden seçilecek uzman bilirkişi aracılığı ile mahallinde keşif yapılarak denetime elverişli rapor alınarak zarar miktarı belirlenmeli ve sonucuna göre karar verilmelidir.Yerel mahkemece, açıklanan yönler gözetilmeyerek sadece varsayıma dayanan bilirkişi raporuna karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 02/10/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.