MAHKEMESİ : Akşehir 1. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 10/10/2013NUMARASI : 2008/133-2013/443Davacı A.. T.. vekili Avukat T.. A.. tarafından, davalılar Ö.. A.. vd. aleyhine 25/02/08 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 10/10/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalılardan S.. A.. vasisi tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.Dava, silahla yaralama eylemine dayalı manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılardan S.. A.. vasisi tarafından temyiz edilmiştir.Davalılardan S.. A..'ın eldeki bu tazminat davasının sonuçlanmasından önce ceza mahkemesinin kesinleşen kararı ile 1 yıldan uzun süreli hapis cezası ile cezalandırıldığı, 30/04/2013 tarihinde oğlu K.. A..'ın vasi olarak atandığı, mahkemece 10/10/2013 tarihinde hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır.Dosya içeriğinden, davalının vasi aracılığı ile davada temsili sağlanmadığından savunma hakkının kısıtlanmış olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda yargılama sırasında davalı adına gönderilen tebligatlar da usulüne uygun değildir. Anayasa’nın “Hak arama hürriyeti” başlıklı 36. maddesi gereğince herkes, yasal yöntem ve yollardan faydalanarak yargı yerleri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir. 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Yasası'nın 73. maddesi gereğince de yasada gösterilen ayrık durumlar dışında yargıç, tarafları iddia ve savunmalarını bildirmeleri için yasaya uygun olarak çağırmadıkça karar veremez. 01/10/2011 günü yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 27. maddesinde de ‘davanın taraflarının kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip oldukları, bu hakkın; yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, Mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içerdiği’ biçiminde düzenleme getirilmiştir.Mahkemece açıklanan yasal düzenlemeler gözetilmeyerek, davalı vasisi yöntemine uygun olarak duruşmaya çağrılıp taraf oluşumu (teşkili) sağlanmadan yokluğunda karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz edilen kararın, yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA; bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 19/11/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.