Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 15531 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 357 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : Hayrabolu Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 27/06/2013NUMARASI : 2010/262-2013/246Davacı S.. A.. vekili Avukat tarafından, davalı M.. U.. aleyhine 14/09/2010 gününde verilen dilekçe ile yaralama eylemine dayalı maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 27/06/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.2-a-)Diğer temyiz itirazlarına gelince;Dava, yaralama eylemine dayalı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.Dosya kapsamından davacının maddi zararı belirlenirken bir kısım fatura ve ulaşım giderlerinin esas alındığı anlaşılmaktadır. Davacının yaralanma derecesi itibariyle belgelendirdiği faturalar dışında belgesiz olarak da bir takım gider ve yol masrafları yapması hayatın olağan akışına uygundur. Bunun için belge ibraz edilmesi beklenemez. Bu bölüm zarar için de doktor bilirkişiden rapor alınması veya TBK'nun 50. (BK'nun 42.) maddesi gereğince mahkemece takdir edilmesi gerekir. Açıklanan hususun gözetilmemiş olması kararın bozulmasını gerektirmiştir.b)Borçlar Yasası'nın 47. maddesi gereğince yargıcın, özel durumları göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Takdir edilecek bu tutar, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir işlevi (fonksiyonu) olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek tutar, var olan durumda elde edilmek istenilen doyum (tatmin) duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22/06/1966 gün ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı'nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel durum ve koşullar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden yargıç, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde nesnel (objektif) ölçülere göre uygun (isabetli) bir biçimde göstermelidir.Davaya konu olayda; olayın oluş şekli, kusur durumu, yaralanmanın derecesi, tarafların ekonomik ve sosyal durumları ile yukarıdaki ilkeler gözetildiğinde, davacı yararına hükmedilen manevi tazminat miktarı azdır. Davacı yararına daha yüksek düzeyde manevi tazminata hükmedilmek üzere karar bozulmalıdır.SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda (2/a-b) numaralı bentte açıklanan nedenlerle BOZULMASINA; diğer temyiz itirazlarının ilk bentte gösterilen nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 19/11/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.