Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 15456 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 2973 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : Ankara 5. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 22/11/2013NUMARASI : 2010/197-2013/583Davacılar Ş.. A.. vd. vekili Avukat Ö.. E.. tarafından, davalı G.. Ş..-.. M.. Ajansı A.Ş. aleyhine 04/06/2010 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 22/11/2013 günlü kararın Yargıtay’ca duruşmalı olarak incelenmesi davacılar ve duruşmasız olarak da davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne ve miktar itibariyle duruşma isteminin reddine karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.Dava, basın yoluyla kişilik haklarına saldırıdan dolayı uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Yerel mahkemece, açılan davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm,davacılar ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Davacılar, davalı Şok gazetesinde ve gazetenin internet sitesinde yapılan “Turkish K...” başlıklı haber içeriği ile kişilik haklarına saldırı yapıldığını iddia ederek uğradıkları manevi zararın ödetilmesini istemiştir.Davalılar, davaya konu haberin Ankara 3. Aile Mahkemesi dosyası içeriğinde yer alan bilgi ve belgelere dayalı olduğunu ve basın özgürlüğü kapsamında kaldığını beyanla davanın reddini savunmuşlardır.Yerel mahkemece, yayının içerik olarak davacının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu gerekçesiyle istemin kısmen kabulüne karar verilmiştir.İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi 10. maddesi bakımından Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi yerleşik içtihatlarıyla oluşturulan ilkelerden biri de ifade özgürlüğüne ilişkindir. Buna göre; ifade özgürlüğü, demokratik bir toplumun esaslı temellerinden birini ve toplumun ilerlemesi ve herbir bireyin gelişimi için temel koşullardan birini oluşturur. İfade özgürlüğü sadece lehte olduğu kabul edilen veya zararsız görülen veya ilgilenmeye değmez bulunan "haber" ve "düşünceler" için değil, aynı zamanda aleyhte olan, çarpıcı gelen ve rahatsız eden haber ve düşünceler için de uygulanır. Sözleşmenin 10. maddesinde belirtildiği üzere bu özgürlüğün istisnaları vardır; ancak bu istisnalar dar yorumlanmalı ve bir kısıtlama ihtiyacının bulunduğu inandırıcı bir şekilde ortaya konmalıdır. (Prof.Dr.Osman Doğru-Dr.Atilla Nalbant; İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi Açıklama ve Önemli Kararlar, Cilt:2, s.365, Nilsen ve Johnsen [BD] 43).Dosya içeriğinden; Dava dışı G.. G.. Alan tarafından davacılardan E.. A.. aleyhine Ankara 3. Aile Mahkemesi'nin 2008/568 Esas, 2009/1556 Karar no'lu dosyasında, "kocasının Ş.. A.. ile ilişkisi olduğu iddiasıyla" boşanma davası açıldığı, dava dilekçesi ekinde, bu kişiler arasında olduğu iddia edilen bir kısım yazışma ve görüntü çıktılarının delil olarak sunulduğu, yapılan yargılama sonunda E.. A..'ın güven sarsıcıtutum ve davranışları nedeniyle boşanmaya neden olduğu gerekçesiyle tarafların boşanmalarına karar verildiği, boşanma dosyasında mahkemece alınmış gizlilik kararı olmadığı anlaşılmıştır.Gerek Dairemizin, gerekse Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin istikrar kazanmış uygulamaları ve haber içeriği birlikte değerlendirildiğinde; davaya konu haberin görünür gerçeğe uygun olduğu, kişilik haklarını ihlal edici tarzda verilmediği, ifade ve basın hürriyetine aykırı bir durum olmadığı anlaşılmaktadır. Yerel mahkemece açıklanan yönler gözetilerek istemin tümden reddi gerekirken, yazılı gerekçe ile kısmen kabulü doğru olmamış, kararın bozulması gerektirmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle davalı yararına BOZULMASINA; bozma nedenine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve davalıdan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 18/11/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.