Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 15456 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 12196 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... vd aleyhine 15/06/2004-17/02/2010 gününde verilen dilekçe ile maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine yapılan yargılama sonunda; Mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen 05/06/2011 günlü kararın Yargıtay’da duruşmalı olarak incelenmesi davalılardan ... ve ... vekili, duruşmasız olarak incelenmesi de davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle, daha önceden belirlenen 21/05/2013 duruşma günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalılar vekili Avukat ... geldi, karşı taraftan davacı adına gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve hazır bulunanın sözlü açıklaması dinlendikten sonra tarafa duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyanın görüşülmesine geçildi. Tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü.1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacı vekili ile davalılar ... ve ... vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.2-Davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince; a-Asıl ve birleşen dava, trafik kazasından kaynaklanan yaralanma nedeni ile maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Yerel mahkemece asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ile davalılar ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.Davacı vekili, müvekkilinin ... yolunda yaya olarak yolun orta refüjüne geldiğinde, davalı ...'a ait ve diğer davalı ...'in sürücüsü bulunduğu araç ile yolun en sol şeridinde metro inşaatı çalışması nedeniyle yol üzerinde bulunan bidon bariyere çarpması sonucu bariyer şeklindeki içi taş ve kumlarla dolu olan bidonun müvekkiline çarparak müvekkilinin sağ bacağının kırıldığını ve ağır yaralandığını, olayda metro inşaatını yapan şirketler ile işveren davalı belediyeninde kusurlu olduğunu iddia ederek tazminat istemiştir. Davalı ... bir kamu tüzel kişisidir. Kamusal kurallar çerçevesinde faaliyet göstermekte olup eylem ve işlemleri de kamusal niteliktedir ve kamu hizmeti kavramı çerçevesindedir. Davada ileri sürülüş ve olayın gerçekleşme biçimine göre, davanın anılan davalıya yöneltilmesinin nedeni de hizmet kusurudur. Kamu hizmetinin görülmesi sırasında ve hizmet kusurundan doğan zararların gideriminde idari yargı görevlidir. (2577 sayılı İYUY. m.2) Mahkemece, davalı ... yönünden yargı yolu bakımından görevsizlik kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde esastan reddine karar verilmiş olması bozmayı gerektirmiştir. b-Mahkemece, ceza dosyasında ...ndan alınan kusur raporunda, davalı sürücünün tamamen kusurlu bulunduğunun saptanarak cezalandırıldığı ve ceza davasında verilen hükmün de kesinleştiği, ceza mahkemesinin maddi vaka ve kusura ilişkin kesinleşen hükmünün mahkemelerini de bağlayacağı belirtilerek, araç sürücüsü, işleteni ve ZMMS olan davalılar ..., ... ve ... yönünden asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın davalıları ..., ... ile ....'nin ise olayda kusurları bulunmadığı gerekçesi ile onlar hakkındaki davanın reddine karar verilmiştir. Dosyadaki bilgilere göre dava konusu kazanın, davalı ...'in sol şeride takiben seyri sırasında, sol şerit üzerinde bulunan plastik bidona çarpması üzerine bidonun orta refüjde bekleyen yaya davacıya çarpması şeklinde gerçekleştiği, kaza mahallinde aydınlatmanın bulunduğu, fakat metro çalışması yapıldığına dair ışıklı uyarı bulunmadığı, tedbir almadan beton bariyer konulduğu anlaşılmıştır. Mahkemece kusur yönünden alınan 17.01.2011 tarihli kurul raporunda, olayda davalı sürücünün %50 (4/8) oranında, olay yerinde yol güzergahında metro çalışması yapan ve yolun sol şeridine ışıklı uyarı koymayan ve tedbir almadan beton bariyer koyan ... ortaklığının %50 (4/8) oranında kusurlu olduğu, yaya davacının ise olayda kusuru bulunmadığının belirtildiği, yine 11/07/2009 tarihinde Makine Müh. ...'dan alınan raporunda aynı yönde olduğu anlaşılmıştır. Borçlar Kanunu'nun 53. maddesine göre ceza mahkemesince verilen beraat kararı hukuk hakimini bağlamadığı gibi, ceza mahkemesinin kusurun takdiri ve zararın miktarının tayin hususundaki kararı da hukuk hakimini bağlamaz. Bu kapsamda davalılar .... 'nin olayda kusurları bulunduğu sabit olup mahkemece alınan kusur raporları oluşa uygundur. Mahkemece davalılar .... 'nin de sorumluluğuna karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçeyle yazılı biçimde onlar yönünden davanın reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.3-Davalılar ... ve ... vekilinin temyiz itirazına gelince;Mahkemece hükme esas alınan 27/02/2012 tarihli tazminat raporunda davacının 18 ay iş ve güçten kalma zararının bulunduğu gerekçesi ile 16706,38 TL geçici iş göremezlik tazminatı hesaplanmış ve mahkemece bu miktar hüküm altına alınmıştır. Davacı memur olup geçici olarak çalışamadığı sürede maaşını almış, çalışamamasından dolayı maddi bir kaybı olmamıştır. Bu nedenle geçici işgöremezlik tazminatı istemi yönünden davanın reddine karar verilmemesi usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda 2 (a/b) nolu bentte gösterilen nedenlerle davacı yararına, (3) nolu bentte gösterilen nedenlerle davalılar ... ve ... yararına BOZULMASINA, davacı ... davalılar ... ve ...'in diğer temyiz itirazlarının ilk bentte gösterilen nedenlerle reddine ve temyiz eden davalılar yararına takdir olunan 990,00 TL duruşma avukatlık ücretinin davacıya yükletilmesine, taraflardan peşin alınan harçların istekleri halinde geri verilmesine 01/10/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.