Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 15446 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 9923 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 24. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 30/04/2013NUMARASI : 2013/483-2013/163Davacı İ.. M.. vekili Avukat M.. Ö.. tarafından, davalı N.. A.. aleyhine 22/12/2009 gününde verilen dilekçe ile tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 30/04/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.Dava, görevi ihmalden kaynaklanan kurum zararının ödetilmesi istemine ilişkindir. Yerel mahkemece, açılan davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Davacı, davalının 1992-1999 yılları arasında ... Zırhlı Tugay Karargah Bölük Komutanlığı'nda Bölük Astsubayı olarak görev yaptığını, görevde iken 1999 yılına kadar ki dönemde zimmetinde bulunan ordu mallarının devir teslimini yapmadan birliğinden ayrıldığını, yapılan sayımda sıhhıye, ordu donatım, levazım istihkam ve muhabere sınıfından malzemelerin eksik teslim edildiğinin anlaşıldığını, davalının zimmetinde bulunan malzemelerin muhafaza ve korunmasında gerekli özeni göstermeyerek malzemelerin eksik çıkmasından dolayı oluşan kurum zararından sorumlu olduğunu iddia ederek uğranılan zararın davalıdan tazminini talep etmiştir.Davalı, tugayın 1992-1999 tarihleri arasında operasyon bölgesinde konuşlandığını, birliklerin sürekli hareket halinde olduğunu, birden fazla birimde görev yaptığını, görevini ihmal edip hazineyi zarara uğratmadığını beyanla, davanın reddini savunmuştur.Yerel mahkemece, Askeri Yargıtay tarafından 11/06/2008 tarihinde ceza yönünden zamanaşımının dolması sebebiyle bozma kararı verilip, zamanaşımı süresinin dolduğu belirtilerek de düşme kararı verildiği, dolayısıyla sanık hakkında kesinleşmiş herhangi bir mahkumiyetin ya da hazine zararı ile ilgili kararın olmadığı, davalıya teslim edildiği belirtilen malzemelerin sayı ve miktar bakımından çok fazla olduğunun ve mevki bakımından da dağınık yerlerde olduğunun da askeriye de görev yapmış bilirkişilerce belirtildiği, bu haliyle davalının görevi ihmal kastının da olmadığı gerekçesiyle açılan davanın reddine karar verilmiştir.Davaya konu olayda; yargılama sırasında alınan bilirkişi raporlarında teknik değerlendirmeden çok kanaat bildirildiği anlaşılmaktadır, 09.05.2012 tarihli raporda üç kişilik askeri görevlilerden oluşan bilirkişi kurulunca “görev yapılan yerin OHAL bölgesinde olması, birliğin operasyon birlikleri ile malzeme alışverişinin ortaklaşa sürdürülmesi, birliğin bir unsurunun iç güvenlik nedeni ile Erganiye konuşlanması sonratekrar geri gelmesi sebebiyle bu malzemelerin kaybolduğu düşünülemez, kaybolması birliğin hizmetini ifa edememesi demektir, bu da söz konusu olamaz, eksikliğin kayıt hatasından kaynaklandığı kanaatindeyiz" şeklinde görüş belirtilmiştir. 20/02/2013 tarihli raporda üç kişilik emekli sayıştay uzman denetçisilerinden oluşan bilirkişi kurulu “dava konusu olay hakkında ilgili mevzuatına göre yapılmış işlem belgelerinin bulunmaması nedeniyle, heyetimizce olayın tabi olduğu mevzuata göre bir kamu zararı tespit edilebilmesi mümkün olamamıştır, diğer taraftan dosya kapsamından eksik malzemenin tespitinin mümkün olmaması nedeniyle herhangi bir kamu zararı miktarı tespit edilememiştir." şeklinde görüş beyan edilmiştir. Dosya içerisine Dairemiz geri çevirmesi sonucu alınan KKK ... Kolordu Komutanlığı Askeri Mahkemesi 2006/14-2006/1466 sayılı dosyası içerisinde bulunan dört kişilik bilirkişi kurulu raporunda kurum zararı kalem kalem hesaplanmış ve 140.252,719 TL kurum zararı bulunarak sanık-davalının 1992-1999 yıllarında görev yaptığı 16. Zırhlı Birliğinde astsubay iken üzerine zimmetli ordu malını devretmeden tayinen ayrılması ile ilgili zimmet açığı incelemesinde, davalının devir teslimi tamamlamayıp tutanaklarını üst yazısı ile Birlik Komutanı imzalı olarak bağlı olduğu saymanlıklara onaylamak üzere göndermediği ve ilişik kesmediği ancak sorumluluk bilinci olduğu, bu tür yoğun görevleri OHAL bölgesinde yerine getirdiği için malzeme akışını takip etmekte ve saymanlıklarla koordineli kaydında zorlanabildiğinin de gözönüne alınması gerektiği belirtilmiştir. Dosya kapsamından davaya konu malların davalıya teslim edildiği ancak, davalının görev yerinden ayrılırken resmi prosedüre göre devir teslim işlemlerini gerçekleştirmediği ve sonrasında yapılan sayımda zimmet açığı oluştuğunun saptandığı anlaşılmaktadır. Bu durumda; mahkemenin red gerekçeleri ancak takdir edilecek tazminattan BK/43-44. maddeleri gereği yapılması gereken hakkaniyet indirimine gerekçe oluşturabilir.Dosya içerisinde bulunan İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı 29/01/2013 havale tarihli yazısında davalının süreksiz vergi türünden askeri para cezası borcu olarak cevap tarihi itibariyle 64.766,75 TL gecikmiş vergi borcu olduğu, borç aslının 40.252,72 TL olduğu ve emekli aylığından kesinti yapılmaya devam edildiği bildirilmiştir. Vergi Dairesi yazısında belirtilen borç aslının Askeri Ceza Mahkemesi hükmünde yer alan indirim yapılmış zarar miktarı ile aynı olduğu da gözetilerek davaya konu alacakla ilgili olup olmadığı araştırılmalı ilgili ise yapılan ödeme oranında takdir edilecek tazminattan indirim yapılmalıdır.Şu halde; mahkemece işin esasına girilerek davalının sorumlu olduğu miktar belirlenip yukarıda belirtildiği şekilde yapılan bir ödeme varsa bunun mahsubu ile gerekirse hakkaniyet indirimi yapılarak karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile açılan davanın reddine dair hüküm kurulması doğru olmamış ve kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ :Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 17/11/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.