Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 15438 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 15032 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... vd. aleyhine 25/02/2011 gününde verilen dilekçe ile tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 30/05/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, bilirkişi olan davalıların hukuki sorumluluğundan kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir. Yerel mahkemece davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, dava dışı arsa sahibi ... ile 07/12/1998 tarihinde kat karşılığı inşaat sözleşmesi imzaladığını, aralarında çıkan uyuşmazlık üzerine dava dışı ...'e karşı sözleşmenin feshi istemiyle dava açtığını, inşaat mühendisi olarak görev yapan davalıların anılan davada bilirkişi olarak görev yaptıklarını, davalıların gerçeğe aykırı rapor ve belge düzenleyerek kendisini zarara uğrattıklarını belirterek uğradığı maddi ve manevi zararlarının tazminini istemiştir. Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.Yerel mahkemece, davalı bilirkişilerin gerçeğe aykırı rapor ve belge düzenleyerek davacıyı zarara uğrattıkları iddiasının sübuta ermediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Yargılama devam ederken, 01/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK'nun “Bilirkişinin Hukuki Sorumluluğu” başlıklı 285. maddesinde, “Bilirkişinin kasten veya ağır ihmal suretiyle düzenlemiş olduğu gerçeğe aykırı raporun, mahkemece hükme esas alınması sebebiyle zarar görmüş olanlar, bu zararın tazmini için Devlete karşı tazminat davası açabilirler. Devlet, ödediği tazminat için sorumlu bilirkişiye rücu eder.” şeklinde düzenleme yapılmıştır. Yerel mahkemece, yukarıda açıklanan yasa maddesine göre değerlendirme yapılarak varılacak uygun sonuca göre karar verilmesi gerekirken, husumet sorunu irdelenip, tartışılmadan ve bu husus çözümlenmeden karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen kararın, yukarıda gösterilen nedenle BOZULMASINA; bozma nedenine göre davacının diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 01/10/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.