Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 15437 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 624 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : Küçükçekmece 5. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 02/10/2013NUMARASI : 2012/457-2013/452Davacı R.. T.. vekili Avukat S.. Ö.. tarafından, davalı A.. G.. aleyhine 14/11/2012 gününde verilen dilekçe ile tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 02/10/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.Dava, kişilik haklarına saldırıdan dolayı uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Yerel mahkemece, açılan davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.Davacı, B.. İmam Hatip Lisesinde müdür olarak görev yaptığını, davalının hakkında asılsız ve mesnetsiz şekilde kulis yaparak iftira ettiğini, internet sitelerinde hakarete varan yazılar yazdığını "liyakatsızın teki, oturduğu koltuğun hakkını vermek bir yana o makamı kullanarak istismar ve halkın haklı taleplerine engel "şeklindeki sözlerle makamını kullanarak çıkar elde ettiği yönünde iftiralar attığını, bu sözlerin kişilik haklarına saldırı mahiyetinde olduğunu iddia ederek uğradığı manevi zararın ödetilmesini istemiştir.Davalı, dosyaya ibraz edilen internet çıktılarındaki sözlerin kendisine ait olduğunu, o dönem ameliyat geçirdiğini ve ruh halinin iyi olmadığını, söylediği sözlerin dava konusu olabileceğini düşünmediğini beyanla davanın reddini savunmuştur.Yerel mahkemece, sözlerin içerik olarak davacının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu gerekçesiyle istemin kısmen kabulüne karar verilmiştir.İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi 10. maddesi bakımından Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi yerleşik içtihatlarıyla oluşturulan ilkelerden biri de ifade özgürlüğüne ilişkindir. Buna göre; ifade özgürlüğü, demokratik bir toplumun esaslı temellerinden birini ve toplumun ilerlemesi ve herbir bireyin gelişimi için temel koşullardan birini oluşturur. İfade özgürlüğü sadece lehte olduğu kabul edilen veya zararsız görülen veya ilgilenmeye değmez bulunan “haber“ ve “düşünceler“ için değil, aynı zamanda aleyhte olan, çarpıcı gelen ve rahatsız eden haber ve düşünceler için de uygulanır. Sözleşmenin 10. maddesinde belirtildiği üzere bu özgürlüğün istisnaları vardır; ancak bu istisnalar dar yorumlanmalı ve bir kısıtlama ihtiyacının bulunduğu inandırıcı bir şekilde ortaya konmalıdır (Prof.Dr.Osman Doğru-Dr.Atilla Nalbant;İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi Açıklama ve Önemli Kararlar, Cilt:2, s.365, Nilsen ve Johnsen [BD] 43).İfade özgürlüğü ayrıca herkesin, demokratik bir toplumun özünde yer alan görüşlerini açıklama ve anlatım özgürlüğüne sahip olması anlamına gelmektedir.Gerek Dairemizin, gerekse Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin istikrar kazanmış uygulamalarında kamu görevlilerinin kendilerine yönelik sert ve ağır eleştirilere katlanması gerektiği kabul edilmiştir. Davacının okul müdürü olarak görev yapması da dikkate alındığında görevi ile ilgili eleştirilere katlanması gerekmektedir.Yerel mahkemece açıklanan yönler gözetilerek, açıklamanın tümü itibari ile eleştiri sınırları içinde kalması, davacının kişilik haklarına yönelik bir saldırı bulunmaması nedeniyle açılan davanın tümden reddi gerekirken, yazılı gerekçe ile kısmen kabulü doğru olmamış, kararın bozulması gerektirmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA; bozma nedenine göre davalının diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 17/11/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.