Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 15390 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 16903 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 15/08/2008 gününde verilen dilekçe ile maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 07/05/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir. 2-Davacının diğer temyiz itirazlarına gelince; dava, yaralamalı trafik kazasına dayalı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz olunmuştur. a-Yargı Harçları, 492 sayılı Harçlar Yasası’nda düzenlenmiştir. Buna göre, yargı işlemlerinden (1) sayılı tarifede yazılı olanlar harca tabidir.(m.2/1). Diğer yandan, yargı işlemlerinden değer ölçüsüne göre nispi esas üzerinden; işlemin niteliğine göre de maktu esas üzerinden harç alınır.(m.15). Karar ve ilam harcı; konusu belli bir değer ile ilgili bulunan davalarda esas hakkında karar verilmesi halinde, hüküm altına alınan anlaşmazlık konusu değer üzerinden ve nispi olarak alınır. Davanın reddi halinde ise; karar ve ilam harcı maktu esas üzerinden alınır. (1 sayılı Tarife, A/III vd.). Tarife hükmüne göre, karar ve ilam harcı hüküm altına alınan miktar üzerinden belirlenmektedir. Davanın reddi dışında, davacı harç ile sorumlu tutulamaz. Çünkü, karar ve ilam harcı hüküm altına alınan miktar üzerinden belirlenir. Mahkemece, karar ve ilam harcının bir kısmının davacıya yükletilmesi doğru görülmemiş ve kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.b-Manevi tazminat davalarının kısmen kabulü halinde, kendisini vekil ile temsil ettiren davalı yararına davanın reddedilen kısmı üzerinden hesaplanacak nisbi avukatlık ücretine hükmedilmelidir. Ancak bu ücret davacı vekili yararına hükmedilecek avukatlık ücretini geçemeyecektir. Mahkemece karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 10/2. maddesine aykırı olarak kendisini vekil ile temsil ettiren davalı yararına davacı vekili lehine hükmedilen miktardan fazla avukatlık ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiş ve kararın bu nedenle de bozulması gerekmiştir.c-Mahkemece davacı lehine hüküm altına alınan maddi ve manevi tazminatlar üzerinden ayrı ayrı avukatlık ücretine hükmedilmesi gerekirken, eksik olarak tek avukatlık ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiş ve kararın bu nedenle de bozulması gerekmiştir.... SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2) sayılı bentlerde gösterilen nedenlerle davacı yararına BOZULMASINA; davacının öteki temyiz itirazlarının ilk bentteki nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 30/09/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.