MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ...Ş. vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... vdl. aleyhine 25/03/2010 gününde verilen dilekçe ile alacak istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 20/10/2011 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, usulsüz kredi kullandırılmasından dolayı uğranılan zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Yerel mahkemece istemin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.Davacı ...şubesinde görevli olan davalıların, mevzuat ve genelgelere aykırı hareket ederek usulsüz kredi kullandırmalarından dolayı, bankanın zarara uğramasına neden olduklarını iddia ederek, tahsil edilemeyen kredilerin davalılardan ödetilmesini istemiştir. Davalılar, kredilerin verilmesi sırasında kusurlarının olmadığını ve zarar da doğmadığını belirterek, davanın reddini savunmuşlardır.Yerel mahkemece, benimsenen bilirkişi raporu uyarınca, davalıların kasıtlı veya kusurlu davranışlarının belirlenemediği gerekçesi ile istem reddedilmiştir.Hükme esas alınan bilirkişi raporu incelendiğinde, davacı bankanın uzun süredir kredi ilişkisi içinde bulunduğu ve en son davalılar tarafından kendisine kredi verilen dava dışı ... davacı banka nezdinde oluşturulan kredi dosyasının, akdi ve takip dönemi kredi hesap hareketlerinin, banka dahili mevzuatının dosyada yer almadığı, özellikle kredi hesap hareketlerinin celp edilmemesi nedeni ile 38.853 TL olarak belirlenen banka zararının nasıl oluştuğunun, halen hangi tutar üzerinden devam ettiğinin belirlenemediği, ayrıca davacı banka ve davalıların hukuksal statüleri ile ilgili herhangi bir belge ve bilginin dosyada bulunmadığı belirtilmiştir. Bu tespite rağmen, bilirkişi raporunda belirtilen eksik belgeler getirtilmemiş, raporun netice kısmı hükme esas alınarak karar verilmiştir.Şu halde, kusur ve zarar miktarının tespiti bakımından eksik incelemeye dayalı bu bilirkişi raporuna göre hüküm kurulması doğru değildir. Yerel mahkemece, bilirkişi raporunda belirtilen eksik belgeler temin edildikten sonra oluşturulacak yeni bir heyetten veya yeterli görülmesi durumunda aynı heyetten ek rapor alınarak varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi yerinde görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenle BOZULMASINA; bozma nedenine göre davacının diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına 30/09/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.