Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 15363 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 11371 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : Ankara 2. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 30/01/2014NUMARASI : 2012/648-2014/25Davacı E.. A.. vekili Avukat S.. S.. tarafından, davalı O.. Y.. aleyhine 19/12/2012 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 30/01/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itrazları reddedilmelidir.2-Davacının diğer temyiz itirazlarına gelince; a)Dava, yaralama ve hakaret nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.Borçlar Yasası'nın 47. maddesi gereğince yargıcın, özel durumları göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Takdir edilecek bu tutar, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir işlevi (fonksiyonu) olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek tutar, var olan durumda elde edilmek istenilen doyum (tatmin) duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22/06/1966 gün ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı'nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel durum ve koşullar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden yargıç, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde nesnel (objektif) ölçülere göre uygun (isabetli) bir biçimde göstermelidir.Davaya konu olayda; olay tarihi, olayın gelişimi ve yaralanma derecesi ile yukarıdaki ilkeler gözetildiğinde, davacı yararına hükmedilen manevi tazminat miktarı azdır. Davacı yararına daha üst düzeyde manevi tazminata hükmedilmek üzere karar bozulmalıdır.b)Davacı dava dilekçesinde; tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili isteminde bulunmuştur. Mahkemece, kısmen kabul edilen manevi tazminat talebi bakımından faize hükmedilmemiştir. Olay haksız eylemden kaynaklandığına, davacı tarafça faiz talebinde bulunulduğuna göre tazminata olay tarihinden itibaren faiz uygulanması gerekir. Karar bu nedenle de bozulmalıdır.SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda (2-a-b) sayılı bentlerde açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, davacının diğer temyiz itirazlarının ilk bentte gösterilen nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 17/11/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.