MAHKEMESİ : İzmir 10. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 11/07/2013NUMARASI : 2008/61-2013/381Davacı M.. A.. vekili Avukat A.. H.. tarafından, davalı T.C. Gümrük Müsteşarlığı aleyhine 11/03/2005 gününde verilen dilekçe ile maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 11/07/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı ve davalı vekilleri tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddedilmelidir.2-Davacının diğer temyiz itirazlarına gelince;Dava, haksız el koyma nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, maddi ve manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.Davacı, yurda kaçak olarak getirdiği iddiasıyla haksız olarak aracına el konulması nedeniyle uğradığı maddi zararları olan yurtdışı ulaşım gideri, ardiye ücreti, ikame araç kullanması nedeniyle ödediği ücret ve manevi zararının giderilmesini istemiştir.Mahkemece, el koymanın haksız olduğu kabul edilerek yurtdışı ulaşım gideri ile ödenen ardiye ücreti hüküm altına alınmış, davacının yurtdışında araç kiraladığını ispat edemediği gerekçesiyle bu kalem istek red edilmiş, davacının aracına haksız olarak el konulup kaçakçılık suçundan yargılandığı, kişilik haklarının saldırıya uğradığı kabul edilerek manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmiştir.Dava dilekçesinde dayanılan olgular itibariyle, el koyma işleminin yasaya uygun olmadığı ve maddi zarara uğranıldığı ileri sürülmektedir. Şu durumda, davada uygulanılacak kural olay tarihinde yürürlükte bulunan BK.m.41 vd. hükümleridir. Borçlar Yasası'nın 42. maddesi gereğince, zararın varlığını ve tutarını kanıtlamak zorunda olan davacının, zararın gerçek tutarını kanıtlamakta zorlandığı veya kanıtlanmasının davacıdan beklenemeyeceği durumlarda yargıç, işlerin olağan gidişi ve zarar görenin aldığı önlemleri gözeterek zarar tutarını kendiliğinden belirler. Dosyadaki kanıtlardan davacının aracına haksız el konulduğu davacının aracını belirli bir süre kullanamadığı anlaşılmaktadır. Şu halde davacının aracından yoksunluk zararının hesaplanarak hüküm altına alınması, zararın tam olarak hesaplanamaması durumunda 818 sayılı Borçlar Yasası'nın 42. maddesi gereğince bu kalem istek için takdir edilecek uygun bir tazminata karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.3-Davalının diğer temyizine gelince; Manevi zarar, kişilik değerlerinde oluşan objektif eksilmedir. Duyulan acı, çekilen ızdırap manevi zarar değil onun görüntüsü olarak ortaya çıkabilir. Acı ve elemin manevi zarar olarak nitelendirilmesi sonucu tüzel kişileri ve bilinçsizleri; öte yandan acılarını içlerinde gizleyenleri tazminat isteme haklarından yoksun bırakmamak için yasalar, manevi tazminat verilebilecek olguları sınırlamıştır. Bunlar, kişilik değerlerinin zedelenmesi (TMK 24), isme saldırı (TMK 26), nişan bozulması (TMK 121), evlenmenin feshi (TMK158), bedensel zarar ve ölüme neden olma (BK 47) durumlarından biri ile kişilik haklarının zedelenmesidir (BK 49). Bunlardan TMK’nın 24. maddesi ile BK’nın 49. maddesi daha kapsamlıdır. TMK’nun 24. maddesinin belli yerlere yollaması nedeniyle böyle bir durumun bulunduğu yerde, onu düzenleyen kurallar (örneğin; TMK 26, 174, 287); bunların dışında BK’nun 49. maddesi uygulanır.TMK’nın 24. ve BK’nın 49. maddesinde belirlenen kişisel çıkarlar, kişilik haklarıdır. Kişilik hakları ise, kişisel varlıkların korunmasıyla ilgilidir. Kişisel varlıklar, bedensel ve ruhsal tamlık ve yaşam ile nesep gibi insanın, insan olmasından güç alan varlıklar ya da kişinin adı, onuru ve sır alanı gibi dolaylı varlıklar olarak iki kesimlidir. Tekniğin gelişimi ve yaşam koşullarına göre belirlenmiş varlıklar, açıklanan olgularla çevrelendirildiğinde, davaya konu olayın bu çerçeve dışında kalması durumunda manevi tazminat isteği reddedilmelidir.Yerel mahkemece, açıklanan yönler gözetilerek manevi tazminat isteminin tümden reddine karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçeyle, yazılı biçimde karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda (2) numaralı bentte gösterilen nedenle davacı yararına, (3) numaralı bentte gösterilen nedenle davalı yararına BOZULMASINA, tarafların öteki temyiz itirazlarının (1) numaralı bentte gösterilen nedenlerle reddine ve davacıdan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 13/11/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.