Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 15001 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 15222 - Esas Yıl 2012
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... vd. aleyhine 08/02/2010 gününde verilen dilekçe ile rücuan tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 15/11/2011 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.Dava, TMK 1007. maddesine dayalı rücuan tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm; davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, sahte vekaletname ile tapuda yapılan satıştan kaynaklanan zarar nedeniyle hak sahibine ödenen tazminatın, usulsüz satış işleminden sorumlu olan tapu müdür ve yardımcısı olan davalılardan dayanışmalı olarak tahsilini talep etmiştir. Davalılar, taşınmazın sahte vekaletname ile satışı işleminde hiçbir kasıt ve ihmallerinin bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; davalıların, ... 713 parsel sayılı taşınmazın üçüncü şahıslar tarafından sahte vekaletname ile satışının gerçekleştirildiği ...cil Müdürlüğü'nde görev yaptıkları, ... tarafından düzenlenen ve bilirkişi heyetinden alınan raporlarda, vekaletnamenin yevmiye numarası dışında sahte olduğunu düşündürecek hiçbir ibareye rastlanmadığı ve vekaletnamenin iğfal kabiliyetinin bulunduğu bildirildiğinden, davalıların kusuru bulunmadığı kabul edilerek davanın reddine karar verilmiştir.Dosya kapsamından, ... tarafından yapılan incelemede, sahte vekaletnamede malik fotoğrafı ile nüfus bilgilerinin şüphe çekmeyecek şekilde aktarıldığı vekaletnamenin iğfal kabiliyetinin olduğu ancak sahte vekaletnamede lastik mühür ile 1143 numarasının dikkat çekici olduğu bildirilmiş, Mahkemece aldırılan bilirkişi heyet raporunda ise, yevmiye numarasının elle yazılmış olduğu belirtilmiştir. Davalılar hakkında... Kurulu'nun lüzumu muhakeme kararı üzerine, ... 2000/291 sayılı dosyasında görevi ihmal suçundan yapılan yargılama sonucunda; davalıların gerekli dikkat ve özeni göstermemeleri nedeniyle taşınmazın sahte vekaletname ile satışının yapıldığı, ibraz edilen vekaletnameyi yeterince incelemedikleri, şahısların kimlikleri ve malikin resmi senetteki nüfüs cüzdan tarihi 10/10/1988 iken vekaletnamede 19/10/1988 olarak geçtiği, vekaletnameler lastik mühür 1143 sayısı dikkat çekici olmasına rağmen bu hususa dikkat etmeyerek görevlerini ihmal ettikleri gerekçesi ile cezalandırılmalarına karar verildiği, kararın temyizi üzerine bozularak cezaların ertelendiği anlaşılmaktadır. ...Şu halde, davalıların ihmal ve kusurlarının bulunduğu kabul edilmelidir. Borçlar Kanunun 43. maddesi gereğince tazminatın biçimi ve tutarı belirlenirken kusur ile birlikte durumun özellikleri de göz önünde tutulur. Devlet dairelerinde işlerin yoğunluğu ve personel yetersizliğinden dolayı davacının bölüşük kusuru da dikkate alınarak Borçlar Kanununun 43 ve 44. maddesi uyarınca karar altına alınacak tutardan hak ve adalete uygun bir indirim yapılması gerekir. Ancak rücu davalarında sorumlular arasında teselsül olmayacağından, davalılar sadece kusurları oranında sorumludurlar. Açıklanan ilkeler gözetildiğinde davalıların görev ve yetkilerine uygun olarak kusur oranlarının gerekirse bilirkişi raporu da alınarak belirlenmesi ve Borçlar Kanununu 43 ve 44. maddeleri gözönüne alınarak hak ve adalete uygun bir indirim yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekir. Mahkemece işin esasına girilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken davanın tümden reddi usul ve yasaya uygun bulunmamış, kararın bozulması gerekir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına 25/09/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.